Bu Blogda Ara

1 Ocak 2018 Pazartesi

Guney Afrika - Cape Town Seyahati

Evet... Dünya'nın bir ucu Güney Afrika.  Avrupa - Afrika kültürünün tarifsiz karışımı Cape Town hakkında yazılacak pek çok şey var. Yakin bir dostumun tavsiyesi sonrasında araştırmaya başlamıştım. Ve okuduğum tüm yazılar, gidip gören herkes, kesinlikle gidilmesi gereken varis noktalarından biri olduğunda hemfikirdi. Açıkçası her şey beklediğimden çok çok güzeldi.

Fragman niyetine video icin tiklayabilirsiniz

En çok sorulan sorular ile başlayalım. Güney Afrika vize istiyor mu? Herhangi bir sağlık tehdidi var mi? Cape Town güvenli mi? En kolay ulaşım nasıl sağlanır? Cape Town iklimi nasıldır?

Arkadaşlar, THY ile direk, Qatar Airways ile Qatar aktarmalı ulaşabilirsiniz. Ben THY ile yaklaşık 11 saat suren direk İstanbul uçuşunu tercih ettim. Güney Afrika T.C. vatandaşlarından vize istemiyor. Kapıda 30 gün sureli vizeyi elde ediyorsunuz. Cape Town oldukça modern, adeta bir Avrupa sehri kıvamında olduğundan sıtma vs gibi bir sağlık problemi yaşamazsınız. Guvenlik icin ise söyleyeceğim şey, İstanbul, Moskova gibi sehirlerde yaşamış biri olarak daha güvensiz diyemem. Ancak yine de gitmemeniz yerlere özellikle aksam saatlerinden sonra gitmeyiniz. Pasaportunuzu yanınızda taşımanıza gerek yok. ATM kolaylıkla bulunabilir. Dilerseniz Para bozdurma islemlerinizi bankalardan veya hediyelik eşya dükkanlarindan kolaylikla gerceklestirebilirsiniz. Son olarak Akdeniz iklimine sahip Cape Town'da hava cok hizli degisebilir. Kasim - Şubat ayları arası yaz ayları olarak değerlendirilir ancak yılın her ani şiddetli rüzgara mağruz kalabilirsiniz. mutlaka yanınızda polar veya uzun kollu kıyafetler götürmenizde fayda var.

Simdi gezimizin keyifli taraflarindan bahsedelim. Kendimce, gezip gordugum ve en sevdigim yerler  ayrica sizlere kolaylik saglayabilecek ipuclari ile baslayalim.

1- Lion's Head

Burası, şehrin hemen her yanından görülebilen yaklaşık 700 mt. yüksekliğinde, nefes kesici manzaraya sahip doğa harıkasıdır. Taxi ile tepenin yamacına gelip sonrasında yürüyerek çıkabilirsiniz. Sizlerin performansina bağlı olarak 40-55 dk suren bu yolculukta, tepenin sonuna yaklaştığınızda ufak tırmanışlar yapmak durumundasınız. Ancak tehlikeli degil. 12 gun suren gezimde 2 kere tırmandım. Tırmanırken sırt çantanızda rüzgarlığınız, suyunuz ve gün batımında size eslik etmesi icin kucuk bir sise Afrika sarabi almanizi tavsiye ederim. Manzara asagida buyurunuz...


2- Table Mountain

Table Mountain, siz her ona baktığınızda, size farklı duygu yaşatacağından emin olabilirsiniz. Gerek tarihi gerekse dokusu ile bolge insani acısından çok önemlidir. Guney Afrika'li insanlar kendilerini O'nun koruması altında hisseder. Bulutlar arkasından gelir ve şelale misali önünden dökülür ve siz olanlara inanamazsiniz.
En tepeye cikmak icin yuruyus yollari mevcut. Ben denemedim ancak 2,5 saat sürebiliyormuş.
Ben teleferik ile cikmayi tercih ettim. Sehir turu otobusunun ( kirmizi hat ) bu duraginda indikten sonra 275 R ( yaklasik 80 TL ) verip dakikalar icinde en tepeye cikabiliyorsunuz. Yalniz unutmayin. Rüzgarli dönemlerde teleferik kapalı olacaktır. Hatta 1-2 gün kapalı kalabilir. Dolayisi ile gezinizin bu ayagini kesinlikle sonlara birakmayin. Arkadaslar burasi muazzam. Dunya'da buradan guzel pek fazla yer yokmus. Pek gezen arkadaslarin yalancisiyim...




3- Cape Point Turu - Umit Burnu, Penguenler, Chapman's Peak yolu - Bo Kaap

O an Ümit Burnunda, deniz fenerinin önünde okyanusa doğru baktiginizda, dünya tarihinin en ozel noktalarindan birinde oldugunuzu unutmayiniz. Iki ayri okyanus ile goz gozesiniz. Yuzlerce batik gemiyi göremeseniz de ( Suveys Kanali acilmadan once ) yuzyillar boyunca Dogu Bati arasinda tum dunya ticareti gozlerinizin onunden gerceklesti.

Neyse... gidip kendiniz gördüğünüzde ne fotoğraflar, ne de anlatilanlarin yetmedigini goreceksiniz. Tripadvisor vasıtası ile bulduğum ve çok memnun kaldigim LUCKY AND LOST tour ile 1 gunluk Umit burnu - Boulder beach ( penguenlerin bulundugu sahil ) - Chapman's Peak turu inanilmazdi.

Bu rotada pek cok acente tur hazirliyorlar. asagi yukari fiyatlari da ayni. Ama bu arkadaslar hem cok cana yakin hem de her seyi tadinda hazirlayip önünüze sunuyorlar.

Sabah otelimizden aldılar, ilk durak Bo Kaap. Burası Cape Town Müslüman mahallesi olarak geçiyor. tarihleri üzücü olaylar üzerine kurulu. Ancak neticesinde renklendirmek adına evlerini parlak renklere boyamışlardır. En azından bunu yapabiliyorlardi. burasi sehir merkezinde olup kesinlikle gormeniz gerekiyor. Ikinci durak Muizenberg Beach. Atlantik kiyisinda oldukca populer surf noktasi. Yukarida kadrolu 'kopek baligi' gozlemcileri mevcut. Bu arkadaslar kopek baligi gordukleri anda sahildeki alarmi calistirip,  sahil guvenlik yardimi ile denizde bulunanlarin sahile cikmasini sagliyorlar.

Boulders Beach. Ayri bir paragraf. Penguenler hakikaten inanilmaz. Kesinlikle buraya gelmelisiniz.

Sonrasinda Umit Burnu Deniz Feneri. Muazzam bir manzara. Ruzgar bir ara o kadar siddetliydi ki, telefon az kalsin elimden dusuyordu. Bamboo maymunlarina dikkat. Kesinlikle beslemiyoruz:) bir de kendi araciniz ile giderseniz arabanizin kapilarinin kitli ve camlarinin kapali oldugundan emin olunuz:)

Yaklaşık 10 dk sürüşten sonra kendimizi Afrika'nın en uç güney-bati noktasında bulduk. Rüzgarın şiddeti aynıydı. Buradan dönüşte sizleri dunyanın en güzel manzarali yollarindan biri olan Chapman's Peak yolundan donduruyorlar. Bir donem James Bond filmine ev sahipligi yapmis bu yol, hakikaten çok sürpriz manzaralar ile dolu. Kesinlikle bu yolda araba sürmek isteyeceksiniz.

Simdi biraz fotograf zamani...





4- Kirstenbosch Botanik Bahce

Dünya'nın sayılı botanik bahçelerinden biri olan Kirstenbosch, muazzam güzellikte olup 2-3 saatiniz ayirmaniz gereken bir aktivite. Buraya da Hop on hop off şehir otobüsü ( mavi hat ) ile geldim. Saat  10 da ücretsiz rehberlik hizmetleri mevcut. Dilerseniz burada piknik yapabilir ya da yaz aylarında her pazar gunu yapilan konserlere katilabilirsiniz. 

Masa Daginin eteklerindeki bu bahce ciddi anlamda cok bitkiye ev sahipligi yapmaktadir. Tam emin olmamakla beraber 16:00 civarinda kapaniyor olabilir. Erken gelmekte fayda var efenim,


5- Stellenbosch Sarap Turu

Guney Afrika, saraplari ile ünlüdür arkadaşlar. Gidene kadar bir cok kez duyacak olsaniz da, gittikten sonra daha da farkina varacaksiniz. 17 yy dan bu yana, bu isi aşk ile yerine getiriyorlar. Stellenbosch, Cape Town dan yaklasik 40 dk mesafede farklı bir şehir olup, şarap bağları ile meshurdur. Dunyaca unlu Guney Afrika saraplarinin merkezi burasıdır. Butik bir yapıya sahip bu bölge yeşil alanlari ile huzur vericidir. Daha fazla 'spoiler' vermemek adına kısa kesiyorum.
Ben 'Wine Flies' acentesi ile 1 gunluk tura gittim. Yine tripadvisor ile kendilerine ulastim ve her sey cok iyiydi. 5 farkli sarap bagi, oglen yemegi ve cok faydali bilgiler. Ucret makul.

Hic sarap sevmiyorsaniz gitmeyin:) ama biraz farkli tatlara merakiniz varsa kacirmayin.

Evet arkadaslar, ilk 5 sahada. Bunlar hakikaten kesinlikle yapmanizi onderdigim ve memnun kalacaginiz aktiviteler. Simdi daha farkli detaylardan soz edelim...

Cape Town'da denize girilir mi? Malesef hayır. Deniz ciddi soğuk. Yaz aylarında eriyen buzullar suyu daha da soğuk hale getiriyor. Peki hiç mi girilmez? Cevabım hayır:) zaten girilebiliyor olsa Cape Town a zaten gitmiş olurdunuz:)

Cape Town ucuz mu? Cevabım evet. Hem Avrupa şehirlerine, hem de ülkemize göre. Türkiye'de dışarıda harcadığınız para ile burada daha güzel yemekler yiyeceksiniz. Bundan emin olabilirsiniz.

Cape Town sehir ici ulasim hakkinda: Sehir icinde Uber ile 2-3 kat daha ucuza ulasim saglayabilirsiniz. Otobusler oldukca modern ancak guzergahlar pek yeterli gelmedi. Uber indirin ve kayit olun. Havalimani ucretsiz internet ile ilk taxinizi cagirabilirsiniz. Cok kazancli cikacaksiniz, aman indirmeden gitmeyin. Ayrica marketten sim card satin alabilir icine kolaylikla internet paketi yukletebilirsiniz. Bu sonrasinda sizlere harita ve yer bildirimi olarak geri donecek, ciddi vakit kazandiracaktir.

Cape Town Konaklama: 91 Loop Boutique Hostel. 11 gün boyunca burada konakladım. Cok merkezi ve oldukça temiz. Zaten en önemli 2 kriterden başarıyla gecti. Geniş sosyal alanı, harika restorani ve hemen her gün aktiviteleri mevcut. Hostelde kalanlarin profili harika. Dunyanin cok farklı yerlerinden, pozitif insanlarla dolu. Yalniz gitmeme ragmen harika insanlarla harika vakit gecirdim. Son gun haric hep Hostelde tanistigim insanlarla beraberdik. Inanmazsiniz 2 de Turk vardi:) Buradan Gözde ve Cem e selam olsun. Hepimiz orda tanistik. Cape Town da da mi Turk var. cevabim Evet:)

Cape Town'da ac kalir miyim? Bu soruyu duymamış olayım:) beklentinizi yukseltiyorum evet. Burada yiyebileceginiz en lezzetli yemekleri yiyeceksiniz. Hem de kaziklanmayacaksiniz. Deniz urunleri basta olmak uzere dunya mutfaklarina kolaylikla ulasabilirsiniz. Asagidaki restorantlara gonul rahatligi ile gidebilirsiniz

Ocean Basket ( deniz urunleri ), House of H ( steak- burger ) El Burro ( taco ) Royal Eatery ( burger ama ne burger ) The Cousins ( Italyan yemekleri - rezervasyonsuz gitmeyin) begenmezseniz beni bulun:)

Cape Town Yapilacak listesi 2

- Hop on hop off sehir turu otobusleri. 2 gunluk alin 300R odeyin bir gun kirmizi bir gun mavi hatti gezin. bosuna ugrasmayin ayni gunde bitmez

- Water Front a gidin, ben baktım, siz isterseniz dönme dolaba binin. V&A food markette kendinizden geçin. Ama ne yeme içme.

- Crypt Jazz Bar. Evet Jazz Bar ve yapilacaklar listesinde. bugun gitsem ilk gidecegim yerlerden biri.

- Signal Hill. Eger lions head e triman(a)miyorsaniz o zaman sizi burasi bekler. Araba ile gidebilir cimlerde yayilip muhtesem gun batimini buradan izleyebilirsiniz

- Nerede Cape Town beachleri? Burda:) Camps Bay - Cliffton - Houda Bay - Beach Road

Yavas yavas sona yaklasiyoruz. Bu satirlari yazarken bi ugramis gibi oldum.

Insanlari harika, Dogasi muhtesem. Her seyden once cok farkli kendine ozgu bir yer.

Kesinlikle pisman olmayacaksiniz.

Son Olarak asagidaki link ile hazirladigim videoya ulasabilirsiniz

https://www.youtube.com/watch?v=RuKgItI7sR8

Saygilarimla,


1 Eylül 2017 Cuma

Yunan Adalari - Mykonos - Santorini - Rodos

Öncelikle belirtmek isterim ki, kendi çapında makul seviyede gezmiş biri olarak, bu turu kesinlikle tavsiye ederim arkadaşlar.
Konu yine tamamen sizlerin ne beklediği ile alakalı olup, Ege denizinde gün batımını izlemek bile tarifsiz keyif yaşatacaktır.
Çok kısa gemi hakkında bahsedecek olursak, Aegean Queen Gemisinin sahibi Yunan bir armatör. ETS tur muhtemelen belirli bir sure kiralamış ve işletiyordur. Gemi, dünyaca ünlü, milyar dolarlık olanlarından değil. Ancak onları da görmüş biri olarak, en önemli noktası olan ‘sosyal alan’ konusunda sınıfı geçti. Yeterli sayıda çalışan, orta sınıf 5* otel seviyesinde yemek kalitesi, oldukça temiz oda ve tuvaletlere sahip. Kendi Duty Free’si, ferah güvertesi ve küçük 2 adet havuzu var. ( ben kimseyi girerken görmedim )
Arkadaşlar beni gemi tutar. Hiç affetmez. Ama 3 gün boyunca en ufak problem yaşamadım. Herhangi bir hap da kullanmadım. Sadece duşta ve yatarken hafif bir sallanma hissediyorsunuz. Emin olun rüzgarlı ve dalgalı Ege denizinde hissettikleriniz, hiçbir şey.
Vize yok demişler. Doğrudur. Malum OHAL nedeniyle çıkışta istenebilecek belgeleri sizden yanınızda taşımak üzere talep ettiler. Çıkarken ise Pasaport polisi sadece SGK dökümünden, devlet çalışanı olup olmadığınızı kontrol ediyor. Devlet çalışanı iseniz muhtemelen 'yurt dışına çıkabilir’ yazısına göz atiyordur.
Çok sorulduğu icin, ödediğimiz ücretin içinde 3 öğün yemek, 2 adet soft icki, 2 adet su, 2 adet cay-kahve, 2 adet yerli içki yer almakta ki, biz hiç bir gün hepsini tüketmedik. Nedeni birazdan da okuyacağınız üzere günün çoğunda karada olmanız.

Dilerseniz aşağıdaki linkden, gezimize ait videomuzu bulabilirsiniz

Mykonos - Santorini - Rhodes 2017

1    1. GUN - MYKONOS




Gelelim, Yunan adalarında ne yenir? Nerelerde gezilir? Pahalı mıdır? En güzel fotoğraflar nerede çekilir? Gibi sorularınızı cevaplandırmaya.
Gemi perşembe günü vaad ettiği gibi 14:00 da Çesme’den dünyaca ünlü, süper sosyetik Mykonos adasına yol aldı. Bu adanın meşhur reputasyonunu duymuşsunuzdur. Biz oraya varacağımızda saat 20:00 olacakti ve sabah 5 e kadar orada olacaktik.
Yolculuk esnasında gemiden sorumlu ETS görevlisinin, 3 adada da bizleri nelerin beklediğini, vaktimizi nasıl efektif değerlendiririz adli toplantısı oldukça faydalıydı. Katılmanızı tavsiye ederim. Odalarımıza yerleştik. Evet küçüktü😊 biraz dinlendik ve aksam yemeği için güverteye çıktığımızda bizleri harika manzaralar, kıvamında rüzgar ve alçalmaya başlamış güneş karşıladı. Gemiden inerken veya binerken herhangi bir pasaport işlemi gerçekleşmiyor.
Mykonos liman ile merkez Kabul edilebilecek yer 7-8 dk araba, 20-25 dk yürüme mesafesinde. Ücret 7,5 Eur. Biz giderken yürüdük. Dönüşte ise müthiş yorgun olduğumuzdan ETS tur otobüsü ile donduk.
Adanın pek sevecen dokusu mevcut. İlk dikkati çeken restoranların ışıkları, keyifli insanlar, Beyaz sokaklar, kiliseler.
Ancak bilmiyorum siz neler biliyorsunuz ada ile ilgili ama bazı gerçekler var. Ada pahalı, her yer dünyaca ünlü butikler, yerel dizayn mağazalar ile dolu. Adadaki insanlardan pek belli ki, belirli refah seviyesinin üstünde popülasyon mevcut. Keyifli, güler yüzlü insanlar her yerde.
Hemen bütün sokaklarını yürüdük. Oranın endüstri lisesinin arkasında yerel bir konsere denk geldik. Eşlik etmemek olmazdı. Little Venice diye tabir edilen deniz kenarında, hem değirmenleri hem de muhteşem gün batımını izleyebileceğiniz lokasyona sahip bu yer, gece hayati konusunda hareketli. Daha çok kokteyl içip sohbet edebileceğiniz, farklı kültürden insanlarla tanışabileceğiniz bir yer.
Eğer bu tur ile aksam Mykonos a  gidiyor ve aksam saatlerinde adada olacaksanız tavsiyem sudur ki, bütün sokaklarını gezin, lokal dönercilere uğramayı unutmayın. Durumun fiyatı 5 Eur, ( 5 TL gibi düşünün 😊 ) Little Venice de gecenizi dilediğiniz kadar güvenli bir şekilde geçirebilirsiniz.
Oradayken Türk Sosyetesi ( meşhur gelinlerden birinin bekarlığa veda partisi için gelmiş manken şeyleri ) üyelerinden bir kaç tanesini de görmedik değil.

2. GUN - SANTORINI





 Gece 2 civarı gemimize geldik. Ertesi güne enerji depolamak için hemen uyuduk. Odamızda küçük bir ekran mevcuttu. Buradan geminin burun kısmında nasıl bir manzara var görebiliyorsunuz.
Arkadaşlar, kahvaltınızı yaparken Santorini adasına yanaşmak güzel bir deneyim. Başında da dediğim gibi olay tamamen sizin ne beklediğiniz ile ilgili.
Adanın ilginç bir jeolojik yapısı var. gitmeden biraz bilgi sahibi olmanızda fayda var. Geminin yanaşabileceği bir liman yok. Dolayısıyla açıkta size tekneye bindirip karaya ulaştırıyorlar. Adanın yukarısına çıkmak için 3 seçeneğiniz var. ilk seçeneğiniz yürüyerek merdivenlerden çıkmak. İkinci seçeneğiniz bu merdivenleri, çok geleneksel olan bir yol olan esek sırtında çıkmak. Biz 6 eur kisi başı vererek takriben 4 dk içinde teleferik ile çıktık. Sizlere tavsiyem de budur. O 6 eur size, saat, enerji ve su kazancı olarak fazlasıyla geri dönecektir. Ama tabi ayni yolu inerken eşeklerin arasında yürüyüp, muhteşem manzaramızın tadını çıkardık. Adadan ayrılış saati 20:00 bu arada.
Yukarı çıkar çıkmaz nefes kesici bir manzara sizleri bekliyor. Tarif etmem zor ancak, yukarı aşağı her yeri gezin. Sezon başında güzelce verniklenmiş Mavi kubbeli kiliseleri bulun, fotoğraflarını çekin. Teleferikten inince sağ taraftan devam ederseniz meydan vari bir yere varacaksınız. Burada görebileceğiniz en güzel yanardağlı fotoğrafınızı telefonunuza kaydetmeyi unutmayın. Yalnız lütfen sadece fotoğraf çekmeyin, manzaranın tadını çıkarmayı unutmayın.
Söylemeyi unuttum, teleferik ile çıktığınız yerin adi Fira. Bu bölge Santorini adasının merkezi sayılıyor. Tabi ki burada da güler yüzlü insanlar, hediyelik eşya mağazaları, restoranlar, sunset barlar vs. her yerde. Gündüz gözüyle adayı gezdiğinizden adanın beyaz dokusu daha dikkat çekici, deniz daha lacivert. Burada da sizlere, bütün daracık sokakları gezmenizden başka tavsiyem olmayacaktır.
Fira bölgesinde 8 saat geçirecek halimiz yoktu, hemen yegane otobüs durağını bulduk, 1.8 eur kisi başı ücretimizi ödedik ve muhteşem OIA bölgesine yol aldık. Yolculuk esnasında uyuduğumdan ne kadar sürer bilmiyorum ama takriben 20-30 dk. Otobüs durağını bulmakta zorlanmazsınız. Ücreti yolculuk esnasında ödeyeceksiniz.
OIA bölgesi, tüm gezi esnasında en favori yerim diyebilirim. Sonradan oluşturulan bir bölge olduğundan daha düzenli, restoran ve mağazalar daha özenli yerleştirilmiş. Öğlen yemeğimizi burada yedik. 2 kisi 1 er porsiyon yemek + 1 er içki yaklaşık 20 Eur.
Bölgenin girişinde Thomas adli hediyelik eşya ve şarap satan bir dükkan mevcut. Adini su an hatırlayamadığım, Türk bir bayan işletmekte. Oraya uğrayıp hediyeleriniz ve şaraplarınızı alabilirsiniz. Fiyatları makul.
OIA da size tavsiye edebileceğim bir yer yok. Her yerinde ayrı güzel bir manzara. Kolay kolay karşılaşacağınız cinsten değil. Yine dar sokaklara girmeyi ihmal etmeyin.
Fira ya donduk, V Lounge adli sunset mekanında, manzara eşliğinde frappe ( soğuk kahve – pek meşhurdur - olmazsa olmaz ) içtikten sonra dediğim gibi yürüyerek asağı inip, bizleri bekleyen tekne ile gemiye geldik. Bu arada inerken esekler yolu tikamis olabilir. Aman dikkat
Gemi programi ile ilgili elestirebilecegim konulardan bir tanesi ise gun batimindan once Santoriniden ayriliyor olmamiz. Mutlaka operasyonel bir konudur.
Aksam yemeğinden sonra gemide bir takim showlar vardi. Çok yorgun olduğumuzdan dolayı katılamadık açıkçası. Dolayisi ile ne tur aktiviteler vardi hatirlamiyorum.

3. GUN RODOS




Sabah kalktığımızda gemimiz Rodos'a yanaşmıştı. Bu güzelim adada 10 saat kalacaktık. Liman, adanın merkezi diye tabir edilen bölgede olup takriben 2 dakikalık yürüyüş mesafesinden sonra adanın tarihi bölgesindesiniz.
Burası binlerce yıllık tarihi, şövalyeleri, surları, plajları ile unlu bir ada olup 10 saat kesinlikle yetmeyecektir.
Ancak hiç görmemekten de iyidir. adanın güney doğusundaki Lindos bölgesine gitmek istedik, ama kime sorsak buna değmeyeceğini, çünkü adada trafik olduğunu ve yolculuğun vakit kaybı olacağını söyledi.
Biz de surlarin icinden bir daldik, ciktigimizda neredeydik bilemedik. Daracik ve birbirine cok benzeyen sokaklar.
Antalya Kale içi bölgesine oldukça benzemekte. Bu bölgeden çıktıktan sonra şansımıza şehrin bati tarafındaki ana girişe yakin olduğumuzu fark ettik.
Tarihi bölgeye tekrar girdik ve şövalyeler Caddesi, Camiler, turistik mağazalar, türkçe şarkı söyleyen Yunan çocuklar eşliğinde ( veresiye vere vere... adli şarkıyı söylüyorlar :)
adanın bu kısmını bitirdikten sonra sıra geldi yüzmeye. Mykonos Gece, Santorini de tercih meselesi olduğundan hiç yüzme fırsatımız olmadı.
Yine adanın kuzeyinde Plaj mevcut. su an adini hatırlamıyorum ama hem sorması hem de ulaşması çok kolay. 
Malum Türkiye'deki politik-güvenlik problemlerinden dolayı Yunan adaları Avrupa-Rusya vatandaşları tarafından kuşatılmış durumda.
Plajımız Full. boş şezlong yok. biz de bir ağacın gölgesine kıvrıldık. Kimse 'hayırdır siz ne yapıyorsunuz ' demedi.
Deniz tertemiz, klasik Ege denizi. aynısı bizde de var, doğrudur. 
Diğer adalara nazaran Rodos daha ucuz. Öğlen yemeğimizi sahil tarafında küçük bir restoranda yedik. oldukça lezzetliydi. Menünün yarısı zaten bizde de mevcut. 

Özellikle sizlere adanın tarihi, sokakların yapısı vs. gibi bilgiler vermiyorum. Çünkü sizler kendiniz gördüğünüzde emin olun çok beğeneceksiniz.

Aksam 6 da limandan ayrıldık. Sabah 7 de ise Çeşme limanına varmıştık. yine muhteşem bir gün batımı, tertemiz Ege ve Rüzgar...

Bu 3 ada içerisinde en beğendiğim Santorini idi. Eğer konaklamalı gitme imkanınız varsa ( Mykonos ve Santorini'de konaklama pahalı diye biliyorum ) daha tatlı olur.

Rodos ise Bizim Antalya. Marmaris, Bodrum gibi tatil beldelerinin karması gibi. oldukça hareketli ve kesinlikle önerebileceğim bir ada olup  şarapları ile ünlüdür.
Ege ve Akdeniz burada da birleşir, surf de yapabilirsiniz. Kısacası çok seveceksiniz.

Ne diyorduk? Tatilin kötüsü olmaz kısası olur. Eğer bu turu düşünürseniz, erken rezervasyon döneminde ucuza kapatabilirsiniz.
Bu manzaralara merakınız varsa çekinmeden katilin. Güvenlik riski yok, temiz, bol eğlenceli ve kahkahalı.

Sevgiler Saygılar,






  

25 Haziran 2016 Cumartesi

68 günlük Endonezya Sri Lanka Tayland seyahati notları

Herkese merhabalar;

Bu yazida, hicbir 2. adimin planlanmadigi, tamamen o an nereye gitmek istediysek oraya yol aldigimiz, 68 gun suren ve toplamda yaklasik 28000 km yol aldigimiz seyahatimizin detaylarini ve ileride sizlere faydasi dokunacak ip uclarini bulabilirsiniz.
Iki arkadaş cesitli nedenlerden dolayi is hayatlarimiza nokta koyduk. Bu karari almak hic de kolay olmadi. Karari almak, bunu sevdiklerinize aciklamak, nedenlerini anlatmak, bunlarin anlasilmasini beklemek ve yalniz kalmak... Evet, mevcut islerimizden istifa edip yaklasik 10'ar kg sirt cantalarimizla yolumuza koyulduk.
Bu adim hayatimiz boyunca asla unutamayacagimiz bir donemin baslangiciydi. Dondukten sonra asla ayni insanlar olamayacagimizi biliyorduk. Kendi adima bu gezi, film degil olsa olsa o filmin fragmani olur. Bir başlangıç... Butun basimizdan gecenler, tanistigimiz onlarca milletten yuzlerce insan... Sizlere bu konuda tek tavsiyem "Dunyayi gozunuzde buyutmeyin, ama asla kucuk de gormeyin." Nedemek istedigimi ileri de anlayacaksiniz.
Dilerseniz uzun bir seyahate cikmadan yanimiza neler aldik, neleri unuttuk, nelere gerek yoktu anlatalim.
En basindan belirtmekte fayda var. Markalar, ucretleri, sizlerin ihtiyaclari vs gibi konular tamamen kisisel tercihler olup, ben sadece benim edindigim tecruberleri aktaracağım.
50 lt kapasiteli sirt cantama ek olarak yanimda her an bulundurdugum 20 lt lik sirt cantam bana yetti. Bunlari edinmek artik cok kolay. Ben "Quechua" markasini tercih ettim. Fiyatlari makul, dayanikli ve ergonomik. Sunu da belirteyim gittigimiz yerlerde de bu markanin kullanildigini defalarca gordum. Hatta Jakarta havalimaninda Fransiz bir arkadas benim cantayi kapip gitmis. Evet "dakika 1 gol 1" bunlari beklemek ve hazirlikli olmak gerekmekte ancak paranoyak olmayin. "Benim gittigim yerlerde azami ihtiyacinizi karsilayacak her sey mevcut. Cantaniz kaybolabilir, icinden esyalariniz calinabilir (ki calindi:) hic birsey moralinizi bozmasin.
Eger tropik iklimin hakim oldugu ulkelere gidiyorsaniz, mutlaka yagmurluk alin. Ayni sekilde sirt cantanizi unutmayin. Mutlaka sirt çantaları icin tasarlanmis yagmurluklardan alin. Emin olun ihtiyaciniz olacaktir.
Benim cantamin agirligi yaklasik 10 kg idi. 10 adet t-shirt, 3 adet short aldigimi belirterek kiyafeint hic onemli olmadigini, laundry hizmetinin cok ucuz ve yaygin oldugunu anlatmis olurum umarim. Biz ortalama haftada 1 kez esyalarimizi temizlemeye verdik. 
2 adet rahat hafif spor ayakkibi almistim ki 1 tanesini hic giymedim. Ulkeler arasi yolculuklar haricinde de toplasan 5 kere ayakkabi giymemisimdir. Arkadaslar inanin bana ihtiyaciniz olmayacak. Kot pantolon, gomlek, topuklu ayakkabi tarzi esyalar bu memleketlerde pek ragbet gormez. Rahat ve temiz kiyafetler ile yola cikmaniz yeterli.
Kisisel temizlik malzemelerinizi ve gunes kreminizi unutmayın.( koruyucu amacli - zaten bronzlasacksiniz) Ilk defa gidecekler icin soyluyorum, bu ulkelerin gunes konusunda sakasi olmaz. Mutlaka gunes kremi kullanin. Sakin cengaverlik etmeyin. Seyahatiniz rezil olmasin. Ve BOL BOL su icin.
Gelelim saglik-ilac-asi konularina. Arkadaslar gitmeden once mutlaka gideceginiz bolgeye ait yapilmasi zorunlu asi var mi arastirin. T.C. Saglik bakanliginin sitesinden kolayca arastirabilir, randevu alarak gidip ucretsiz sekilde asilarinizi olabilirsiniz. Ben Tifo ve Hepatit B( bu asi saglik ocaklarinda ucretli olarak yapilabilir) asilarini oldum. Sitma riski benim gittigim bolgerde yoktu. Var ise zaten devlet size haplari ucretsiz temin ediyor. Ancak 15 gun sureli seyahatler icin gecerli. Yani uzun süreli seyahatler için sivri sinek ilacimizi almayi unutmuyoruz.
Giderken soguk alginligi, anti-biyotik, ishal ilaci aldim yanima. Hic birini kullanmadim. Ancak yanınızda olsun. Sri Lanka haric diger butun noktalarda ilac ve doktor temini cok kolaydi. Heryerde 24 saat eczane bulmaniz mumkun. Sri Lanka'da gozume carpmamis olabilir. Bir de ben 1-2 gun pişik problemi yasadim. Tedavi olmami gerektirecek kadar ciddi degildi. Ama olsaydi da kolay sekilde ilac temin edebilirdim. Pişik hastaliğinin seyahatinize zarar vermemesi icin kreminizi almanizi tavsiye ederim. Benim gibi yurumeyi seven biri iseniz, sizin keyfinizi kacirmasin.
Yazinin basinda da dedigim gibi sadece ilk olarak nereye gidecegimizi biliyorduk. Bali... Ruyalar diyari haydi baslayalim.

Bu gezide 3 ana ülke ve 2 aktarma noktası olarak 5 ülkede bulunduk. Yazımızı da 3 bölüme ayırdık

1. Bölüm Endonezya: Bali - Gili Adaları - Lombok Adası
2. Bölüm Sri Lanka: Matara - Polhena Beach - Mirissa Beach - Weligama - Unawatuna - Colombo
3. Bölüm Tayland: Phuket - Patong - Phi Phi Adalari - Koh Samui - Bangkok

Taze taze hazirladigim videolari izlemek icin asagidaki kisa yollari kullanabilirsiniz

https://www.youtube.com/watch?v=_kLAJAJJl4M

Koh Samui - Angthong National Park

Koh Tao - Phi Phi Island Snorkelling

Phi Phi Island

BOLÜM 1

BALI

Biletlerimizi yaklasik 15 gun onceden skyscanner vasitasi ile ( daha sonrasinda da yapacagimiz gibi ) Thy ile Istanbul-Jakarta + Jakarta-Bali olacak sekilde satin aldik. Bildigim kadari ile 2017 yilinda
THY direk ucuslara baslayacakmis. Jakarta ucusu yaklasik 11 saat surdu. Istanbulda kontuar gorevlisi bizi yanlis bilgilendirdi. Valizlerimizi Bali de alacagimizi iletti. Ancak bu uygulama 'ayni havayolu' ile aktarmali ucuslarda var diye biliyorduk. Zira bagajlarin geldigi noktaya baktigimizda arkadasimin bagaji kemerde donmekteydi. Benimkisi ise yoktu:) siz siz olum bagajinizi digerlerinden ayrilacak sekilde isaretleyin. Neyse ki Fransiz arkadas ustunu degistirmek icin cantasini acinca hatasinin farkina vardi. Tekrardan gumruklu bolgeye girebildi ve bulduk birbirmizi. Sonrasinda Garuna Air kontuarina gidip check in islemini tamamladik. Ucus 2 saat surmustu. Gitmeden once 'hostelworld' sitesinden 'rumah kayu' hostelimize yerlestik. Bali'deki ilk duragimiz KUTA bolgesi idi. Burada 5 gun kalacaktik. Dedigim gibi rotamizi bilmiyorduk. Buradan baslayalim dedik. Daha sonrasinda da yapacagimiz gibi, gittigimiz noktalarda genel olarak en merkezi yerden baslayip, ortami taniyip sonrasinda yol aldik.

IP UCU: Taxi, masaj salonlari, kiyafet hediyelik esya icin mutlaka pazarlik edin. Fiyati inmiyor ise bize ileride bu fiyati verdiler diyebilirsiniz. Mutlaka işinize yarayacaktir.

KUTA

KUTA bolgesi. Havalimanina taxi ile 10 dk mesafede adanin merkezi konumunda. Buraya gece vardigimiz icin mecbur taxici arkadaslarimizin kucagindaydik. Sizlere mutlak tavsiyem mutlaka PAZARLIK EDIN' yegane taxi kazigimizi burda yedik. Siz yemegin diye anlatiyorum. Ayni
Noktadan havalimanina 2 dolara donucektik. Ancak ilk gidisimizde 10 dolar vermis bulunduk.
Benim sizlere tavsiyem Kuta bolgesinde konaklamamaniz. Bolge cok kalabalik, heryerde mağazalar ve saticilar. En bilinen nokta olmasi dolayisi ile adanin dokusu burada yok olmus. Gece hayatinin merkezi, lüx magazalar, restorantlar burada. Bu bolge diğer butun adadan pahali konumlanmis malesef. Ancak ozellikle sörf için plaj ideal. Bir de benim gibi baslangic seviyesinde iseniz burada sorf yapmak icin ilk adimi atabilirsiniz.
Beachwalk alisverismerkezinde yemek yiyebilir, alisveris yapabilirsiniz. Fiyatlarin Türkiye'den pek farki yok. Legian caddesi barlar ve restorantlarin bulundugu bolge. Buralarda sizlere yaklasip "transport-musroom-sexy ladies" sekildeki ucleme sorulari soran bol bol yerel arkadaslar ile karsilacaksiniz. Unutmayin Endonezya'da uyusturucu tasimanin cezasi idam. Bu noktada acikcasi biz hic iletisime gecmedik. Sizlerin de gecmemesini oneriyorum.
Tum Bali'de masaj salonlarini gormek mumkun. 1 saatlik vucut masaji ort 6 USD. Tavsiye ederim.  gitmisken mutlaka deneyin.

Kuta Beach

SEMINYAK

Kutada kaldigimiz donemde gunubirlik olarak Seminyak bolgesine ugradik. Bu bolge Kuta sahilin kuzey tarafindaki devami. Sizlere onerim bu bolgede villa kiralayip konaklamaniz. Airbnb sitesinden fiyatlari arastirip kesenize gore en uygununu secmeniz. Eger gece hayatini seviyorsaniz Kuta buraya cok yakin. Motor veya taxi ile 10 dk bile surmeyebilir. Hem de gunduz daha sakin, adanin dokusuna uygun bir yerde konaklamis olursunuz. Burada da ihtiyaciniz olan her seyi bulabilir, potato beach club da iyi vakit gecirebilirsiniz. Kuta-Seminyak sahillerinde gun batimini kacirmamanizi oneririm. Aksam saatlerinde deniz cekilmis olur. Hemen her aksam mutlaka sahildeki yerimizi almis olurduk. Ayrica Seminyak beach de sahil kenarinda yanyana dizili restorantlar olup fiyatlar  normal denilebilecek seviyede idi. Canli muziginizi dinler bu guzel sahilin tadini cikarsbilirsiniz.
Ever ben olsam oyle yapardim:)
5 gun Kuta bolgesinde bol bol surf yaptiktan sonra, malum gezi sitelerinden ve tanistigimiz kislerle beraber 2. Duragimizi ULUWATU olarak belirledik.

IP UCU: Bali'de 'Uber' taxi uygulamasi mevcut. Mutlaka gitmeden indirip kayit olun. Ancak adanin heryerinde uber taxi uygulamasini kullanan arac bulamayabilirsiniz. Ancak bulursaniz maliyetinizi yarilayabilirsiniz.

ULUWATU

Uluwatu bolgesi 'Padang Padang ve Uluwatu plaji ve Uluwatu tapinagi ile unlu olup mutlaka buralara gitmenizi oneririm. Padang plaji girisi yaklasik 1 USD. Merdivenlerden indikten sonra sizleri kucuk bir kiyi karsilayacak. Populer olmasi dolayisi ile biraz kalabalik ancak gorulmesi gereken plajlardan bir tanesi. Bu arada Uluwatu'da Dewata Giri adli otelde kaldik. Oldukca temiz ve lokasyonu da iyi.
2.gunumuzde motor kiralayip Uluwatu plajina gittik. Burasi kayalik bir bolge olup, ileri duzeydekiler ancak surf yapabiliyorlar. Merdivenlerin sonunda kucucuk ama harika manzaraya sahip Uluwatu plaji
sizleri karsiliyor. Burada 1-2 saatinizi harcayabilir, kayalarin uzerinde yer alan kucuk cafelerde atistiabilirsiniz. Ayni gun motora atlayip Uluwatu tapinagina gittik. Burasi Bali'de yer alan en onemli  tapinaklardan bir tanesi. Kayalik bir bolgenin ustunde, adeta dunyanin sonu gibi. Maymunlarla ilk burada tanistik. Tapinagin cesitli yerlerindeler. Muz satin alip besleyebilirsiniz. Sizlere tavsiyem tapinagin sag ve sol tarafinin sonuna kadar gitmeniz. Muazzam manzara sizleri buyleyecektir. Hatta gun batimina denk getirirseniz emin olun unutamayacaginiz 'o an' i yasayacaksiniz. Ayni aksam tavsiye uzerine 'Single Fin' adli restorant&bar a gittik. Buranin manzarasi muhtesem. Fiyatlar normal. Biz pizza yedik gayet lezzetli idi. Mekan 2 kattan olusmakta. Ilk katta reggea bar, asagida denize nazir genis bolgede ise dj esliginde geceye devam edebilirsiniz. Burasi da oldukca populer olup mutlaka ugramaniz gereken yerlerden bir tanesi. Uluwatu genel olarak ucuz ve daha az kalabalik bir yer. Restorant ve cafeleri bolca meshur olup ugranmasi gereken yerlerden bir tanesi .
3. Gun ise 2gunluk kiralamis oldugumuz motorumuz ile NUSA DUA bolgesine gittik. Bu bolge ile bilgimiz sadece Bali' de mevcut guzel bir bolge ve sahilinin gormege deger oldugu idi. Giderken cok eglenceli manzaralar gorduk. Uluwatu-Nusa Dua arasi motor ile yaklasik 40 dk surdu. Bolge adanin guney dogu kisminda yerlmakta olup, lux resort ve zincir otellerin konsept otelleri bu bolgededir. Bunun bir nedeni de sahilin adanin diger bolgerine daha sakin, dalgasiz ve aile seyahati icin daha uygun olmasidir.
Giderken tabelalardan yolumuzu bulmakta pek zorlanmadik. Zaten kirmizi isikta dururken yanimizdaki arkadasa sordugumuzda o da bize el isaretleri ile yolu tarif ediyordu. Bu yolculuk sirasinda karsilastigimiz 2. Tatsiz supriz ise trafik polisleri ile yasandi. Uluwatu cikisinda polis kontrolu vardi. Bizimle birlikte bir kac turist daha durdurulmustu. Motor ehliyetimizin olup olmadigini sordular. Gayet kibar davraniyorlardi. Biz de gayet normal bir sekilde Turkiye'den aldigimiz motor ehliyetini kendilerine gosterdik. Bizleri karakolun icerisine davet ettiler. Tabiki bu daveti kabul etmememiz soz konusu olamazdi. Bizlere uluslarasi ehlietimizin  bulunmadigini, dolayisi ile bizlere ceza keseceklerini belirttiler. Bu cezanin 500000 rup. Oldugunu ilk defa soyledikten yaklasik 3 sn sonra 'bizim icin' 'bu seferlik' 250000 rp ile sorunu halledebilecegimizi söylediler. Devletin memurlari ile resmi karakolunda daha fazla sikinti yasamamak adima istedikleri parayi verdik. Onlar da bize bir kagit imzalayip, bu kagidi gosterdigimizde bir daha herhangi bir ceza odemeyecegimize karsi garanti verdiler. Icinizden gecenleri duyar gibiyim. Kimin uluslararasi motor ehliyeti var ki? Ya da cezayi kesip neden gitmemize goz yumdular vs... Bu topraklara hos geldiniz:)
Gelelim Nusa Dua'ya. Burada sanki baska bir adada gibisiniz. Sakin ve dingin.Kuta daki kargasa veya Uluwatudaki surfcu yogunlugu burada yok. Ancak konaklamanin pahali olmasi ile dogru orantili olarak yas ortalamasinin arttigini belirmekte fayda var. Dogasi ve dokusunu ben begendim acikcasi. Butcenize guveniyor iseniz.  Bir goz atmanizda fayda var. burada sahilde sizin icin ozel tasarlanmis masalarda romantik bir aksam yemegi yiyebilir, kaliteli spa salonlarından faydalanabilirsiniz.
Uluwatu Temple

CANGGU

Yolcugumuz devam ediyor, hemen hergun yeni bir bolgeyi kesfediyorduk. Moralimiz ve keyfimiz yerindeydi. Nasil olmasin ki? Dunyanin bir cok kez 'en iyi varis noktasi' secilmis bir adayi, acele etmeden dilediğimiz gibi geziyorduk. O ana kadar uğradigimiz her yer birbirinden farkli, kendine has özellikleri ile bizi daha çok yer gorme konusunda motive ediyordu. Aksamlari erken yatiyor, sabah dinc  bir sekilde, muhtemelen bir gece once belirledigimiz yerlere yol aliyorduk.
Ada'nin guneyinde yer alan onemli noktalari seyahat ettikten sonra biraz daha kuzeyde konaklayip yolumuza devam etme karari aldik. Soyle belirtmekte fayda var. Henuz 1 haftayi yeni doldurmustuk ancak 1 ay da gecse de doyamazdik. Onun icin daha gorecegimiz Ubud bolgesi, Gili adalari ve Lombok adası icin biraz daha hizli hareket etmemiz gerekiyordu.
Uluwatu-Kuta arasini gecmek icin taxi cagirdik. 250000 rup anlastik ki buraya gelirkem 'uber' uygulamasi ile 80000 rup gelmistik. Ancak bu bolgede uber taxi bulamayinca kutaya kadar taxi ile gecip kutadan Canggu bolgesine yine uber taxi ile yol aldik.
Canggu bolgesi bizim en sevdigimiz yer oldu diyebiliriz. Bolge Seminyak' in kuzeyinde yer almakta. 'Echo beach' ve 'Batu Balong' gibi dunyaca unlu surf noktalari burada. Canggu bolgesi yeni gelisen bir nokta. Bize soyledikleri 2 sene oncesine kadar burada hic bir sey olmadigi. Ancak yerlesimin kuzeye dogru kaydigi ve su an heryere restoran ve kucuk hostelve pansiyonlarin yapildigini fark etmemek mumkun degil. Burada sizi rahatsiz eden saticilar yok. Bu bolgeyi tercih eden kisim 25-35 yas arasi genelde surf ile mesgul ve kolay iletisime gecebileceginiz insanlar. Ne bir kisinin baskasini rahatsiz ettigini duydum ne de guvenlik ile ilgili en ufak bir suphemiz oldu. Henuz adanin 'ticari' olmayan ve bunu aramayan kendi halinde bir bolge.
Burada airbnb sitesini kullanarak 'green terace' otelinde kaldik. Otelden kastim 3 oda. Altinda restorani mevcut. Burayi size tavsiye edebilirim. Denize yakin, calisanlari muthis guleryuzlu ve yemekleri lezzetli, ucuz. Belli ki amac cok para kazanmak degil keyif almak.
Canggu'da degisik tarzda konsept cafe&restorantlar, aksamlari iyi vakit gecirebileceginiz kucuk barlar mevcut. Benim size mutlak tavsiyem 'Oldmans bar'  batu balong plajinin hemen yakininda. Burasda yemek yiyebilir gun batimindan itibaren hemen hergun farkli tarzlar esliginde dinlenebilirsiniz.
Bir diger tavsiyem ise Echo beachin bulundugu bolgeledeki cafelerde gun batimini izlemeniz. Giderseniz kendiniz goreceksiniz.. Ön sıraya yerleşin içkinizi alip keyfinizi cikarin. Buralarda icki fiyatlari ucuz arkadaslar. Gorebileceginiz en muhtesem manzaralardan biri olacak ve siz keyifle otururken biranizi 2-3 dolara icebilecksiniz. Marketten alirsaniz 1,5 usd civarı.
Yine bir sabah uyandik. Kahvaltimizi yaparken 'nereye gidelim?' diye bakiniyorduk internette. Ve bize cok yakin olan 'Tanah Lot' tapınağına rastladik. Yaklasik 20 dk yol aldik. Buyrun fotografi asagida. Giris 30000 rp. Biz erken gitmişiz saat 13-14:00 civari idi. Burasi da gun batimi izlemek icin muazzam noktalardan bir tanesi. Kacirmayin...


Tanah Lot Tapınagı


Canggu gun batımı

UBUD

Canggu bolgesinde dinlenip, sahil ve gunese doyduktan sonra artık adanın 'olmazsa olmazlarından' Ubud bolgesıne yola cıktık. Ubud adanın ic taraflarında yer alan, pirinc tarlaları ile unlu, kesinlikle gitmeniz gereken bir bölge. Yerel halk ve yolda tanıstıklarımızın onerıileri ile Ubud'u listeye katmıştık. Tekrardan belirtmemde fayda var ki, biz minumum butce ile maksimum yer görmeyi hedefliyorduk, onun için gece hayatı veya pahalı turlara katılmadık. Dolayısı ile bize 2 gece konaklama yetti. Gelelim detaylara.
Canggu-Ubud arasını taxi ile 250000 rup gectik. Sabah otelimize yerleştikten sonra ilk gün şehirin merkezini dolaşmakta karar kıldık. Ilk duragımız monkey forest. Oldukca populer ve gitmenizi önerebileceğim bir yer. Şehrin merkezinde yer alıyor, bulması oldukca kolay. giriş ucretinden emin değilim ancak 20000 rup olabilir. Eğer daha önce maymunlarla bu kadar yakın olmadıysanız sizlere tavsiyelerim şu ki, korkup telaş yapmayın. Sapkanızı veya başınızın üstünde yer alan gözlüğünüzü alıp ağacın tepesine çıkabilirler. Veya beslemek için aldığınız muzları daha siz vermeden elinizden kapmaya çalışabilirler. Ben buna benzer vakalar görmedim ancak çok duyduk. Zaten gerekli uyarıları da yazılı olarak sizlere belirtiyorlar. ama korkacak bir durum yok. Orman oldukça büyük. 1-2 saat burada vakit harcayabilirsiniz.
Şehirde uzun bir yürüyüş yaptıktan sonra, meşhur çarşılarına gittik ki ben çok özel bir şey görmedim. burada da bol bol restoran, cafeler mevcut. İtalyan ve İspanyol mutfakları revaçta. 
2. gün kaldığımız otelden motor kiraladık. Bütün Bali seyahatimiz boyunca motor kirası 50000 rup. 1 şişe benzin ise 10000 rup. yani 60000 rup ile gün boyun gezebilirsiniz. benzin temini ise çok basit. hemen heryerde benzin satan yerler mevcut. parayı veriyorsunuz şişeyi boşaltıyorsunuz. Motor kiralama ve benzin bulmak bu adada çok kolay.
Rotamiz Tegalalang pirinç tarlaları. Zaten çok popüler olduğu için gitmesi, bulması çok kolay. Kime sorsanız gösterir:) 
Arkadaşlar burası benim hayatım boyunca gördüğüm en güzel manzaralardan bir tanesi. Anlatamam ve fotoğraflarda orada yaşadığım duyguları yansitamaz. Yeşilin muazzam tonları. Bali'ye gidiyorsanız buraya mutlaka uğramalısınız. Motor ile yolculuğumuz 20 dk kadar sürmüştü. Yolculuk esnasında etraftaki manzaralar da enfes. Zaten kalabalığı ve cafelerin yoğunluğunu görünce geldiğinizi anlayacaksınız. Terasların aşağılarına kadar ilerleyebilirsiniz. Keyfini çıkarın yaklaşık 45 dk bu bölgede vakit geçirebilirsiniz.
Sonrasında hiç planlarımızda olmayan ve tamamen orada tesadüfen duyduğumuz "Kintomani Yanardağ'ı" na doğru yol aldık. Yerel halk genel olarak "uzak" olarak tabir ediyor ancak kimisi 1 saat kimisi 20 dk gibi rakamlar telafuz ediyordu. Saat henüz erkendi. yapacak daha iyi bir planımız da yoktu. Yolculuk ne kadar sürdü söyleyemiyorum. Nedenini birazdan açıklayacağım. Ancak Kintomaniden şehir merkezine yolculuk tam 1 saat sürdü.
Kintomani aktif bir yanardağ olup uğramanız gereken noktalardan bir tanesi. Tabi ki aksiyonsuz günümüz hemen hemen olmuyordu. Ve beklenen supriz, lastik patlaması olarak karşımıza çıktı. Moralimizi bozmadık. Ama bilmediğiniz bir yere giderken lastik patlayınca hoş olmuyor tabi. Zira o bölgede İngilizce anlaşacak birini bulamadık. Neyse ki sorunun ne olduğu belliydi. Allah'tan yakında tamirci varmış. Vücut dili ile anlaştık. Olur da lastiğiniz patlar ise tamir etmesi 50000 rup. İyi bir esnafmış. Zira o noktada ne derse vericektik. Aklınızda bulunsun oluru 50000 rup.
Evet yolumuza devam ediyoruz. Manzara süper. Tırmandığımızdan dolayı hava hafif serinledi. Derken yanımıza motorlu bir genç yanaştı. Seyahat halinde iken bize nereli olduğumuzu sordu. ileride polis olduğunu saat 1'e kadar orada olacaklarını söyledi. Biz de teşekkür ettik ve yolumuza devam ettik. Sonra aklımıza daha önce durdurulduğumuz geldi. Tamam elimizde kağıt vardı ama ne kadar güvenilirdi? Tam bunları aramızda konuşurken bir motorlu daha yanaştı. Yine polislerden bahsetti ve ehliyet kontrolü yaptığını ve her gün saat 1'e kadar orada olurlar dedi. yaklaşık 45 dk suremiz vardı. Muhtemelen yalandı, ancak o anda bazen güvenmeniz gerekiyor. Daha önce o bölgenin kahvelerinin meşhur olduğunu ve tadım merkezlerinin olduğunu duymuştuk. Motorlu kardeşimizde bizi ücretsiz olarak gezmeye ve kahve tatmaya davet etti. Muhtemelen polis olayı düzmece. Ancak acelemiz yoktu onun için teklifini kabul ettik. İyi de yapmışız. Dedikleri gibi ücretsiz ve herhangi bir zorlama olmadan bizlere ürünlerini tanıttılar ve muhteşem manzara eşliğinde kahvelerimizi tattık. Rehberimiz ile yaklaşık 45 dk sohbet ettik. İnançlarımız, yaşadığımız iklimler hakkında daha çok o bizlere soru sordu. Bunları anlatmamın nedeni, eğer yolunuz düşerse hem bilginiz olsun hem de gönül rahatlığı ile bu tadım merkezlerine gitmeniz.
Tekrardan yola çıktıktan kısa bir süre sonra vardık. Hemen tur rehberleri yanınıza yanaşıyorlar. Sizlere yürüyüş yapmanız için gereken bütün bilgileri veriyorlar. Manzarayı çok beğendik. Aşağısında bulunan göle kadar ilerledik. Eğer vaktiniz varsa buraya da uğramanızı tavsiye ederim.
Ubud için sizlere tavsiyem ( biz yapamadık ama ) çok başarılı bisiklet turlarının olduğunu duyduk. Bir de eğer tekrar Ubud'a gidersem yapacağım ilk aktivite "gün doğumu izleme" olur muhtemelen. Sizleri sabaha karşı 2-3 civarı otelinizden alıp, rehberler ile çevre dağların tepelerine çıkartıp gün doğumunu izleyebiliyorsunuz. Ben tanıtım videolarını gördüm ve çok beğendim. Ancak fiyatı tuzlu gibiydi ve sonraki durağımız için biletlerimizi almıştık. Özetle Ubud listenizde olmalı. 3-4 gece yeterli olur.
Ubud Tegalalang Pirinç Tarlaları

Kintomani Yanardağı

GİLİ ADALARI&LOMBOK ADASI

Lombok Adası konum olarak Bali'nin doğusunda yer alan, Bali'ye göre çok daha az bilinen bir ada. Ceşitli nedenlerden dolayı Bali'nin gölgesinde kalmış. Bu nedenler Bali'nin güçlü bir marka oluşu ve hinduzime inanmaları diyebiliriz. Diğer bir değişle Lombok adasının müslüman olması nedeniyle halkın yaşam tarzı turist sayısını etkilemekte olabilir. 
Gili adaları ise Bali ve Lombok arasında kalan 3 adet cennet ada. Bunarın en popüleri Gili Trawangan. Zaten Bali'ye gittiğinizde sürekli buraya düzenlenen seferlerin reklamlarını görecek, gidenlerden haberlerini alacaksınız. Buraya gelmek için çeşitli firmaların çeşitli fiyatlarda seferleri mevcut. Biz kişi başi 450000 rp gidiş-dönüş biletimizi aldık. Otel-liman transfer ve Bali liman-otel transfer servisi de bu fiyata dahil. Yani sizi otelden alıyorlar, limana bırakıyorlar. Sonrasında siz tekrar Bali'ye döndüğünüzde sizi limandan alıp Bali'deki otelinize bırakıyorlar.

Gili T. adasına gelmeden önce bizlere gece hayatını ve beach partilerini çok övmüşlerdi. Bizim de beklentimiz yükselmişti. Ancak Moskova'da yaşamış kişiler olarak biraz beklentimizin altında kaldı. Konunun ana noktası adada polis yok. Dolayısıyla turistler bu adada eğlencelerini sınırsız yaşayabiliyor deniyor. Ya biz boş zamanına denk geldik ya da sezon açılmamıştı. Etrafta sizlere uyuşturucu satmak için sohbet etmeye çalışan insanlar olacaktır. Daha önce Bali'de sonrasında da Sri
Lanka ve Tayland'da da defalarca karşılaşabileceğimiz üzere bu insanlar bu yörelerde mevcut. Sizlere soracaklardır. Siz "Hayır" dedikten sonra 2. defa sorduklarına şahit olmadım. Ne güvenlik açısından 
Bir sıkıntı oldu ne de rahatsız edici bir durum söz konusuydu. Siz dikkatli olun yeter.
Bu önemli detayları verdikten sonra gelelim güzel konulara. 
Bu bölgeler tam dalış&snorkelling cenneti. Beyaz kumlardan denize girdikten 3-4 m sonra balıklar sizleri selamlamaya başlıyorlar. Görüş mesafesi, suyun temizliği muazzam. Adalar birbirine çok yakın. Lombok ve diğer Gili adaları görüş mesafesinde. Dolayısı ile ortaya muhteşem bir manzara çıkıyor. Adadaki hemen her şey Bali ve Lombok'dan geliyor. Elektirik bile. Normal olarak da fiyatlar burada "bir tık" pahalı. Ada gerçekten küçük. Doğu kısmıda uzun bir sahil ve onu çevreleyen bir yürüyüş yolu. Yeme-içme problemi yaşamazsınız. Burada limanın hemen önünde her akşam kurulan yemek pazarını tavsiye ederim. Gerçekten başarılı bir organizasyon. Akşamları kurulan bu pazarda taze balıklar-deniz ürünlerini 2-3 dolara tüketebilir, içeceklerinizi etraftaki marketlerden edinerek hem ucuz hem de lezzetli bir şekilde akşam yemeğinizin keyfini çıkarabilirsiniz. Kaldığımız 3 gecenin 2 sinde buradaydık. İlk gece ise "İstanbul Kebap" da idik. Sahibi Murat Bey 8 yıldır O topraklarda olup, Gili T. adasında restoran işletiyor. Sohbeti ve misafirperverliği için buradan kendisine teşekkür edelim. Birçok konuda yardımcı oldu. Oldukça da lezzetliydi menüleri. Bizim gibi uzun yoldakiler için bulunmaz nimet. Nasıl bulacağız diye sormanıza gerek yok. Bulamamanız mümkün değil. Dediğim gibi tek bir yol var ( en azından şimdilik) ve hemen hemen bütün restoran cafe ve barlar bu yolun üzerinde. 
Burada Konaklamamızı "Hakuna Matata Homestay" de yaptık. 5 odalı şirin bir hotel. Sahibi Rebecca ve çalışanları güleryüzlü ve yardımsever. Hotel ise temiz ve merkeze yakın. Tavsiye edebilirim.
Gili T. adası da Müslüman olup, ezan sesleri etrafta yankılanmakta. Bizim kaldığımız otel de dahil bir çok otelden duyulmaktalar. Sabaha karşı korkmamanız için belirtmekte fayda var. 
Adada sezlonglar hemen heryerde ücretsiz. Bulunduğunuz yerde birşeyler içtikten sonra extra para vermenize gerek yok. Snorkelling ve dalış turlarına mutlaka çıkmanızı oneririm.
Gili Trawangan'a ek olarak bu 3 adadan Gili Air adası da populer. Ancak biz gitmedik. Gili Trawangan için 2-4 gece ideal. Bence gidin pişman olmazsınız. Hatta giderseniz ve beğenirseniz burdan bir mesaj falan atın:) beğenmezseniz zaten atarsınız:)
Gili T. - Lombok liman + otel transfer için hatırladığım kadarı ile 80000 rup ödedik. 100000 rup olan fiyatı 80000 e düşürmek çok zor olmadı. Her zaman pazarlık etmeyi unutmuyoruz.
Lombok için çok fazla detay yazamayacağım çünkü 2 gece kaldıktan sonra özel nedenlerden dolayı Bali'ye geçmemiz gerekti.
Lombok'ta Sengiggi bölgesinde kaldık. daha önce kaldığımız bölgelere göre daha da sessizdi. Sengiggi Beach evet güzel ancak "o kadar" değil. Lombok Kuta bölgesine gitmedik. Orada güvenlik sıkıntısı oldugunu duyduk. Çantanıza sahip çıkın demişlerdi. Zaten vaktimiz yoktu gidemedik.
Lombok adasında seyahat ederken aklıma kazınan nokta, alabildiğince palmiye ağaclari sahilden km'lerce, karaya kadar uzanıyorlar. Burada da yeşilin her tonuna rastlamak mümkün. Yaklaşık 20 dk Liman-otel seyahatinde inanılmaz güzel manzaralar gördük. Özellikle kaldığımız yerin manzarası etkileyiciydi. Tepelerin arasında bir noktada idik. Evet etrafımız ormandı diyebiliriz. Ancak aklınıza karmaşa gelmesin. Tekrardan kelimelerin kifayesiz kaldığı noktadayız. Yeşil örtü-beyaz kumlar-tertemiz okyanus kıyıları... Burada da Nusa Dua'da olduğu gibi resort oteller mevcut ve yaş ortalaması yükselmekte. Bir de yeni yapılan otelleri görmemek mümkün değil. Bir Bali olması zor. Ancak doğal güzellikleri açısından görmeye değer.
Adada 2 adet şelale mevcut. Büyük olana ulaşmak için 2 saat rehberler yürümek gerekiyormuş. Biz de küçük olanı tercih ettik. Günlük bir aktivite olarak tavsiye ederim. Giderken ki nefes kesen manzaralar da ekstra.

Gili Trawangan


Sengiggi Beach


Lombok 

ENDONEZYA ÖZET & ÖNEMLİ NOKTALAR 

Bali bizim ilk duragimiz ve ilk goz agrimizdi. Buradan sizlere elimden geldigince edindigimiz tecrubeleri aktarmaya calistim. Tam 28 gun kalmistik. Uzerimizden heyecani ve acemiligi atmis ve yeni bir duraga yol alacaktik. Keske dedigim noktaların çogunu sizlere aktardim. Özetle eğer tatiliniz kisa ise Seminyakta villa tutup cevreyi gezdikten sonra mutlaka ubuda gidip pirinc tarlalarini ve gun dogumunu yanardagin tepesinden izleyin. Eger tatil değil seyahate cikacaksaniz bizim gittiğimiz yerlerin disinda nereye giderseniz bize de yazın, biz de okuyalim. Zira Bali bir kerelik bir yer degil.
Bali'de ilk dikkatinizi cekecek noktalardan bir tanesi adanin digerlerinden farkli olarak "Hinduzim" inancina sahip olmasi. Dolayisi ile rituellerine denk geleceksiniz. Ornegin her sabah yollara veya dukkanlarinin onlerine hazirladiklari kücük adaklar, yolda yururken tapinak gorunce selamlamalar vs. Heryerde oldugu gibi buradada kotu niyetli insanlar var. ancak guvenlik riski yok diyebilirim. Bali'ye her yil milyonlarca turist geliyor unutmayin.
Biz nisan ayinin basinda gitik. Yuksek sezon mayis ayinda basliyor. Yagmur sezonu ise martta bitiyor. Yani bizim gittigimiz nisan ayi ideal bir donem. Eylul ayinin ortalarina kadar kuru seson oldugunu biliyoruz. Haziran-agustos aylari arasi adanin cok yogun oldugunu dolayisiyla fiyatlarin artacagini belirtmekte fayda var.
Endonezya, T.C. vatandaşlarına vize uygulamıyor. Kapıda 1 ay geçerli olacak şekilde damganız vuruluyor. Ancak bu vize uzatılamıyor. Araştırmanızda fayda var, galiba 30-35 USD karşılığı kapıda alınan 1 aylık vizeler 1 ay daha uzatılabiliyor.
Yeme-icme konusu basli basina tartisma konusu. Ancak ozetle ac kalmazsiniz. Dunya mutfaklarini bulmada da zorlanmazsiniz. 4 dolara normal besleyici bir seyler yiyebilir öğününüzü gecistirebilirsiniz. En kotu fast food zincirleri de adada mevcut.
Bira ucreti markette 2 usd den az, buyuk su ucreti 2 TL civari. Taxi haric kaziklanmazsiniz. o konuyu da uber taxi ile cozuyoruz zaten. Ayrica  restorantların menüsünde fiyatlara KDV ve servis ücreti dahil olup olmadigi yazar. Giriste sorun yoksa %10 civarı fazla hesap gelebilir tek supriz bu olur.
Dediğim gibi adada her şey var. Endiselendirecek hiç bir durum yok. Gidin keyfinize bakin. 


BÖLÜM 2 

Bali de harika bir 28 gunden sonra heyecanla 2. Duragimiza yol aldik. Bali-Colombo arasi ucak biletini sky scanner vasitasi ile aldik. Bu noktada Air Asia havayolundan bahsetmek gerekmekte. Bu firma Asyanin en onemli hava yollarindan bir tanesi. Malezya/Kuala Lumpur aktarma noktasinda ve bu bolgede rahatlikla ucak bulup seyahat edebiliyorsunuz. Ancak firmanin kotu yanlari su ki, her asamada para aliyor. Sizin sky scannerda gordugunuz ucret sadece koltuğa ait. Bagaj ve yiyecek icin ekstra ucret odemek durumundasiniz. Hatta bedava su bile yok. Battaniye istemistim o da ucretliydi. Ama bu havayoluna buralarda mecbursunuz. Yalniz ucaklari yeni ve ucus servisi kaliteli.
Biletimizi alirken ozellikle 12 saat Kuala Lumpur aktarmali olani sectik. Malezya, T.C. Vatandaslarinadan vize istemiyor. Giriste 3 aylik vizeyi aldık ve 12 saat boyunca Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'u gezdik. Kuala Lumpur havalimanı oldukça büyük ve içerisinde her türlü mağaza, restoran vs bulunmakta.
Havalimanından şehir merkezine otobüs ile geçtik. Meşhur ikiz kulelerin olduğu KLCC, China town gibi merkezde yer alan popüler yerleri gördükten sonra Colombo uçuşu için tekrardan havalimanına geri döndük.

SRI LANKA

Sri Lanka seyahatimizin bizlere öğrettiği en önemli nokta, eğer bir destinasyona gidiliyor ise mevsiminde gidilmesi gerektiği. Yağmur sezonunun Mayıs aylarında başladığını biliyorduk ancak bu kadarını beklemiyorduk. Bizim şanssızlığımız diyelim. Sizler gideceğiniz tarihleri mutlaka iyi araştırın.
Sri Lanka hem kültürel hem de sahil/sörf turizmi için muhteşem bir destinasyon. Bunları gerek daha önceki çalıştığımız şirketten gerekse kendi merakım gereği biliyorduk. Ada genel olarak Hindistan kadar popüler değil ve kendi halinde, genel olarak Fransız turistlerin yoğunluğunu oluşturduğu kitleye sahip. İnsanları son derece güler yüzlü ve yardımsever. Kaldığımız otellerin sahipleri/çalışanları defalarca bizleri gideceğimiz yerlere bırakmış, bizlerle aynı sofrayı paylaşmışlardır. Burada turizm sektörü, Endonezya veya Tayland gibi profosyonel değil. Yakın tarihlerinde yaşadıkları iç savaşın da bunda etkisi mevcut. Orada tanıştığımız yerel halk şu an güvenlik ile ilgili bir problemin olmadığını belirttiler.
Turizmde yeni olmaları bir açıdan da iyi esasında. Burada sizleri rahatsız eden sokak satıcıları yok. Taksi ve tuk tukcular daha insaflı. İnsanların yardımsever oluşlarının altında bir şey aramanıza gerek yok. Bütün yaptıklarını içten ve samimi bir şekilde yapmaktalar. Örneğin sizi balık pazarına götürüp beraber alışveriş yaptıktan sonra, pişirip önünüze koyarlar. Biz rica ederiz gelin bizle yiyin diye. Utana sıkıla yerler. Bizim kültürümüz yabancı tabi. Kafalarında deli sorular. Bol bol sohbet etme şansımız oldu. Dünya'nın en iyi kriket takımlarının Hindistan ve Sri Lanka'da yer aldığını, bir maçın 5 gün sürdüğünü öğrenmek, Hindistan ile aralarının neden çok iyi olmama nedenlerini birinci ağızdan dinlemesi oldukça ilginçti. Karşılıklı olarak birbirimizin inançları hakkında bilgi alışverişinde bulunduk. Örneğin Sri Lanka'da ağırlıklı olarak halkın inancı 'Budizm'. Bildiğiniz gibi 'Hinduzim' ve Budizm' birbirinden farklı inançlar. İki komşu ve yakın ilişkiler aynı zamanda derin zıtlıklara da hakim.
Burada bizlerin en büyük sıkıntısı diyelim yeme-içme oldu. Ben genel olarak pek hayıflanmam ve yemek seçmem. Ancak defalarca 'acı' istemediğimizi belirtmemize yemeklerimiz 'acı olarak' servis edildiği oldu. Ve buraların acısı bilen bilir, bizimkine benzemez. Açıkçası gittiğimiz yerlerin lokal lezzetlerini tatmaya özen gösteririz. Ancak bu adada araya farklı mutfakları karıştırmak zorunda kaldık.
Yine ana öğünümüz pirinç. Deniz ürünleri de buralarda oldukça bol ve ucuz. Tropik meyveleri bol bol tüketmeye özen gösterin. Erişte diye Türkçe'ye çevrilen 'noodle' burada Bali ve Tayland'a göre biraz daha farkı servis edilmekte. Ada genelinde porsiyonlar bol ve ucuz. Yemek için gittiğimiz en ucuz destinasyon burası idi.
Sri Lanka'da 14 gün kaldık. Nedeni ise yağmur yüzünden Colombo'da adeta 4 gun sıkışıp kaldık. Kandy tren yolculuğumuzu gerçekleştiremedik, ve Güney Batı sahil turumuzu Galle'de kesip Colombo'ya geri dönmek zorunda kaldık.
Onun için sizlere elimden geldiğince gittiğimiz yerlerin güzel yanlarını yazmaya çalışacağım. Çünkü Sri Lanka'nın belki %30'unu bile gördüm diyemem. İç kesimlerindeki Kandy-Dambulla-Nuwara Eliya gibi kültürünün hayran bıraktığı- yeşiline doyamayacağınız yerleri göremedik ve bizleri çok üzdü. Ben gidemedim ancak yukarıda yazdığım yerleri mutlaka görün. Mutlaka tiren ile seyahat edin. Gerçekten çok ucuz ve hayran bırakan güzelliklere sahip. Bir de bütün bunlara misafirperverliklerini de ekleyince daha 'butik' bir seyahat sizleri bekliyor.

MATARA-POLHENA BEACH-MİRİSSA BEACH

Colombo'ya geldikten sonra rotamızı en güneye inmek, batı sahillerini dolaşarak Colombo'ya kadar çıkıp sonrasında Kandy-Dambulla-Nuwara Eliya bölgelerine tren seyahati olarak planlamıştık.
Adanın en güneyi Matara bölgesi. Colombo'dan buraya otobüs ile geldik. Yamulmuyorsam 3 saat civarı sürdü. Ücreti ise kisi başı 2 USD bile değildi. Adeta bedava. Bu ada için bilmeniz gereken en önemli konu, burada Otobüs-tren ucuz Tuk Tuk ve Taxı pahalıdır. Örneğin Colombo havalimanı-Colombo merkez yolculuğu 1 saatten fazla sürer. Havalimanının dışında sol tarafta otobüsler sizi bekler. Yaklaşık 1,5 USD ile sehir merkezine gelebilirsiniz ancak tuk tuk ile 15 dk süren yolculuğunuza 3-4 USD ödersiniz. İçinizden '2 USD canım ne olacak?' dediğinizi duyar gibiyim:) Demeyin:) 1-2 USD tasarruflar sizin bir sonraki varış noktanızın olmasını sağlayacaktır.
Matara'ya otobüsle vardık. Tuk tuk ile 300 rup vererek Polhena beach'e geldik. Burada 'Free way to freedom' adlı hotelde kaldık. Nasıl anlatayım? Burası mustakil bir ev, sahile 3 dk yürüme mesafesinde. 1 odasında biz kaldık. toplam 3 oda. fiyat kahvaltı dahil kişi başı 15 USD. Sri Lanka'da Tayland ve Balideki 8-12 USD konaklamaları bulmanız zor. Nedeni ise arzın az olması ve halkın fiyatları düşmemesi diyebiliriz. Bu oteli sizlere tavsiye edebilirim. Oda rahat kahvaltısı iyi ve müthiş misafirperverler.
Polhena Beach ise genel olarak diğer yoğun turist bölgelerine, sakin sessiz bir alternatif. Gelip görmezseniz pek birşey kaçırmazsanız. Ama geçiyorsanız uğrayın. Bu bölgede denize 10 m uzaklıkta küçük oteller bulabilir ( belki daha yakın), kahvaltınız okyanusun kıyısında yapabilirsiniz.
Polhena Beach

Gelelim Mirissa Beach'e. Burası adada görmeniz gereken noktalardan bir tanesi. Yüksek sezonda yer bulması zor oluyormuş, bilginiz olsun. Rezervasyonunuzu önceden yaptırmanızda fayda var. Adanın en popüler bölgelerinden. Yakınlarında dalış, balina görme noktaları yer almakta. Turlar ile ulaşabilirsiniz. Bu bölgede gece hayatı ve beach party'lerin olduğunu söylediler ancak biz gittiğimizde boştu malum düşük sezon:( Neyse mutlaka gidin görün. Beğeneceksiniz.
Mirissa Beach

WELIGAMA BAY

Bu bölge eğer plaj seyahatini ve surf yapmayı seviyorsanız sizin noktanız. 4 gün bu bölgede konakladık. Surf yapmak için çok ideal. Güvenli ve dalga boyları başlangıç seviyesindekiler için ideal. Sahil muazzam güzel ancak ortasına Marriot otelini adeta dikmişler. Yani 5 seneye kalmaz bütün dokusu bozulur. Elinizi çabuk tutun. Burada sahilde küçük surf okulları ve surf tahtası kiralayabileceğiniz yerler mevcut. Hatta Türkler olarak oralarda da ünlüyüz. Seviyorlar bizi. Burası dediğim gibi Surf yapmak için ideal. Bence deneyin. Eğer isterseniz orada tanıştığım arkadaşlarımdan birinin kontağını verebilirim. Güvenilir iyi çocuklardır.
Weligama'nın çarşısı-pazarı vardır. Eksiklerinizi buradan tamamlayabilirsiniz. Sahilden max 10 dk uzaklıktadır. Bolca restoran cafe de mevcuttur. Mirissa'dan sonra burada da konaklayabilirsiniz. Araları da yakındır. Tuk tuk ile 300 rup aralarında tek yön gidebilirsiniz.
Tanıştırayım :) tuk tuk 


UNAWATUNA-JAPANESE TEMPLE-JUNGLE BEACH

Unawatuna diğer gittiğimiz plajlara göre daha küçük ama muazzam güzel plajlardan bir tanesi. Caretta kaplumbağaları ile ünlüdür. Kumun rengi burada kremit rengine yakındır. Burası daha 'turistik' dir. Mağazaları, restoranları, cafeleri turistlerin ilgisini çekmek üzere tasarlandığı belli. Sahilde masalar, balık tezgahları, nargile tercihleri vs.
Unawatuna'ya 10 dk tuk tuk mesafesinde oldukça beğeneceğiniz Japanese Temple yer almaktadır. Buranın sadece kendi tasarımı değil manzarası da çok güzeldir. Tarihi de ilgi çekicidir. Buralara kadar geldiyseniz bir zahmet 300 rup tuk tuk ile gidiverin. Sonrasında saklı cennet koylardan Jungle beache de yürüyerek ulaşıp keyfinizi dinleyin.
Şu an bunları yazarken bol bol iç çekiyor, adeta sizleri kıskanıyorum.
Biz buraları keşfederken tamamen tesadüf ve son dk ile bulduk. 'İlk defa bir yerde olmak' bu çok güzel bir duygu. Gidin, bulun, derin nefes alın ve anın tadını çıkarın. Daha nereleri göremeden geldik.
Kısmet belki beraber gideriz:) buyrun fotoğraflar aşağıda.
Unawatuna Beach

Japanese Temple

Jungle Beach

COLOMBO

Unawatuna'da güneş öğlene kadar kendini gösterse de, uğradığımız bütün noktalarda insanların' bu mevsimde ne işiniz var' bakışlarına maruz kalıyorduk. Sorun havanın yağmurlu olması değil, bölgelerin boş olmasıydı. Seyahatimiz boyunca tanıştıklarımız bize geldiklerin yerlerin boş olduğunu, biz de onlara gidecekleri yerlerin boş olduğunu anlatıyorduk:) madem öyle meşhur Hikkadua plajını görmekten vazgeçip Colombo'ya doğru yol aldık. Galle otobüs garından yine çok cüzi bir miktara 2,5 saat süren otobüs yolculuğundan sonra akşam yağmurları ile Colombo'ya vardık. Hava burada daha nemli, etraf daha pisti. Malum büyük şehir. Etrafta sahil şeridine yapılan yeni oteller, mevcut alışveris merkezleri. Colombo konteyner limanı bu bölgenin aktarma noktalarından biridir. İlk gün yol yorgunluğu ile geçti. 2. gün yağmura rağmen yürüyüşe çıktım. Galle Face adı verilen bölge sahil şeridinde yer alan, geniş çimenlik alanları, akşamları kurulan sokak yemeklerinin bulunduğu pazarı ile gezilesi yerlerdendir.
Sizlere Colombo hakkında daha çok şey yazmak isterdim ancak maalesef 3 gün sıklıkla süren yağmurlar bizi burada durdurdu. Hostelde tanıştığımız Slovenya'lı çift bize Kendy'den gönderdikleri mesajda 'onların da yağmurdan dışarı çıkamadıkları, iyisi mi orada kalın' yazıyordu.
Ve işte en sevdiğim hikayelerimizden ' O zaman nereye gidiyoruz?' sorusu ve sonrası.
Yine skyscanner, yeni bir serüven daha...

SRİ LANKA ÖZET

Burası ben de 'yarım' kaldı. Gitmek istediğimiz yerlerin yarısına bile gidemedik. Ama olsun. Demek ki tekrar gitmemiz gerekiyor. Umarım en yakın zamanda...
Sri Lanka kapıda 40 USD vererek vize alabiliyorsunuz. Süreniz 1 ay. Dediğim gibi tren ve otobüs ile ulaşım cidden çok ucuz. İnsanlarını sevdik. Güler yüzlü, sakin ve yardım sever. Yemeklerine tamam kötü demeyelim. 2. gidişimde notunu verelim. Konaklama&odalar orta seviyede ve fiyatları diğer destinasyonlara göre daha pahalı. Doğası ve tarihi muhteşem. Yıllar boyunca geçiş noktası olmuş, bütün kültürlerden esintiler var.
Gelirken yağmurluğumuzu, yanımızda taşımamız gereken ilaçları, yaptırmamız gereken aşılarımızı unutmuyoruz. Kasım - Şubat arası için biletimizi alıp buraya, diğer tüm dünyadan farklı, güler yüzlü adamıza geliyoruz.

BÖLÜM 3

TAYLAND

Tayland artık Türkiye'de yaşayanlar için ulaşılmaz bir yer değil. THY ile direk Bangkok'a uçabilir, devamında Air Asia ile cennet köşelerine rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Taylan T.C. vatandaşlarından vize istemiyor. 1 ay boyunca dilediğiniz gibi seyahatinizi sürdürebilirsiniz.  Ancak 'yeni bir uygulama' başlatmışlar. Maalesef... artık politik açıdan bulunduğumuz konum bu. Daha önce karşılaşmadığımız bir uygulama. Bir çok ülke pasaport kontrolü esnasında dönüş uçak biletinizi ister ki bu normal bir uygulamadır. Ancak bu benim Tayland'a 2. gidişim ve ilk gidişimde dönüş biletimi sormamışlardı. Biz de seyahat halinde olduğumuzdan Tayland'dan ayrılış biletimizi almamıştık. Daha doğrusu planlamamıştık. Neyse özetle dönüş biletiniz yoksa sizi ülkeye almıyorlar. 'Bu uygulama sadece Türklere mi?' diye sorduğumuzda bize 'Hayır, Irak, Suriye gibi ülkelerden istiyoruz.' şeklinde cevap aldık. Buyrun yorum sizin. 
Tayland uzun yıllardır Dünya turizminin gözde merkezlerinden bir tanesidir. Muhtemelen bir çok gezginin notlarını okumuşsunuzdur. Hayatımda gördüğüm en güzel manzaralar, yediğim en ucuz/lezzetli yemekler ulaşılması çok kolay şekilde bu ülkede mevcuttur. 
Hemen başında farklı bir nokta hakkında da kendi yorumumu eklemek isterim. Öncelikle söyleyeyim ben Tayland'ı çok severim ve fırsatım oldukça da gitmeye devam edeceğim. Ancaaaaaak...
'Bozulma' ve 'kirlenme' artık bu topraklarda üzücü boyutlara ulaştı. Kirlenmeden kastım, Dünya'nın her yerinden milyonlarca turist alan bu ülke artık 'tüketim' çemberinin içinde yer almaktadır. Akşam saatlerinde deniz çekildikten sonra sahilde pet şişe başta olma üzere cam kırıkları dahil yer almaktadır. Patong ve Pattaya Walking Street bölgelerinde çöp konteynerleri taşmış etrafa saçılmış şişe ve ambalajlar her gün her saniye karşınıza çıkmakta. Ayrıca artıtma tesisleri yetersiz olduğundan lağım kokuları ( özellikle Bangkok'ta ) rahatsız edebilir.
Bozulmadan kastım ise sosyolojik açıdan diyelim. Mutlaka duymuşsunuzdur, Tayland sex turizmi ve 'ladyboy' ları ile ünlüdür. 'Ladyboy' kısmını internetten bir zahmet araştırın. Ayrıca 60 yaşında Avrupalı amcaların yanında 20 yaşında genç bayanlara rastlamak mümkün. Benim şahsi görüşüm şu dur ki, kesinlikle beni ilgilendirmez. Yargılamam veya hakkında yorum yapmam. Ülkenin ekonomik durumu, tüm bu bozulmaya kucak açmış toplum anlayışı sadece bir tarafın suçu olmamakla beraber, ben bu duruma sadece üzülürüm. Çünkü bu nefes kesen güzellikteki topraklar çok daha elit bir yapıyı hak ediyor. dediğim gibi bu benim görüşümdür. Siz gittiğinizde kimse sizi rahatsız etmez, güvenlik riski oluşturmaz. Sadece gitmeden bu konuya değinmek istedim. Sürpriz olmasın.

PHUKET 

Yaklaşık 2 yıl önce Bangkok ve Pattaya bölgesini gezmiş, ancak Phuket'in çok daha güzel olduğunu duymuştum. İşim dolayısı ile bu bölgede otel fiyatlarının ucuz olduğunu ve günlük turlar ile birbirinden güzel adalara kolayca gidilebileceğini biliyordum. Ancak bu bölge diğerlerine göre pahalı konumlanır. Yeme-içme ucuzunun da bulunabileceği ile beraber, turlar, içki fiyatları vs gibi kalemler ile birlikte harcamalarınız artar. Ancak 1 hafta tatile gidiyorsanız Çeşme & Bodrum'dan daha fazla harcamazsınız ve kimse sizi ( tabirim için kusura bakmayın ) 'Ellemez'
Phuket ülkenin güneyinde yer alan büyükçe bir ada olup, köprü işe ana karaya bağlanır. Merkezi ise Patong dediğimiz bölgedir. Seyahate buradan başladık ki zaten uzun veya kısa farketmez tatilinize siz de buradan başlayabilirsiniz. Buyrun başlayalım.

PATONG

Phuket adasının turistik merkezi burasıdır. Muson yağmurları burada da etkiliydi. Ancak Colombo'daki kadar değil. Günün belli saatlerinde yağmur geçişleri oluyor, genel olarak size engel olmuyordu. 
Patong bölgesinin merkezi ise Patong Beach'dir. Burada Seven Sky Residency adlı otelde kaldık. Bizim kaldığımız dönemde ODA fiyatı 10 USD idi. Çift kişilik geniş yataklar, temiz güvenilir, T.V. mini buzdolabı klima vs. fiyatına göre müthiş iyi bir oteldi. Sahile 10 dk. yürüme mesafesinde. Ama yürüdüğünüz  yer zaten Patong Beach'in merkezi. Burayı size tavsiye edebilirim. Zaten 'yatmadan yatmaya' girin odaya.
Patong Beach anlatılmaz. Anlayamazsınız:) gidin görün. Uzun bir sahili, bir çok milletten turistler ( bu aralar çoğunluk Çin'li kardeşlerimiz) su sporları ve muhteşem bir gün batımı. Daha önce de belirttiğim gibi çok merkezi olduğu için dokusu kaybolmuş ve biraz kirlenmiş. 
Sayısız konaklama tesisi ve hemen her çeşit mutfaktan restoranlar. ( Japon-Çin-İspanyol-Mısır-İtalyan-Arjantin ve tabii ki Türk) küçük küçük tekstil ve hediyelik eşya mağazaları her yerde. Tuk Tuk lar modifiyeli ve sıra sıra.
Walking Beach için ayrı paragraf açmak lazım. İlk defa gidecek iseniz hazır olun:) Burası sağlı-sollu barlar ve gece klüpleri ile yaklaşık 15 dk da baştan başa yürüyebileceğiniz, ışıl ışıl bir cadde. Yazının başında bahsettiğim 'bozulma' burada çok belirgindir. Buraya uğramamanız görmemeniz mümkün değil, bulması çok kolay. Her fiyat aralığında ve zevkinize göre barlar burada var. Ağırlıklı olarak Avrupalı turistler. Striptiz direkleri hemen her barda vardır ve icracılar akşam saatlerinde yerlerini almaya başlar. Saat 23:00'te 'happy hours' biter ve sizin gözünüze sokulan 3-4 USD lik bira fiyatları veya 4 USD kokteyl fiyatları kaybolur. Etraf kalabalıktır. Her yerden gelen yüksek sesli müzik sizi rahatsız edecektir. 'Sokak Sanatçıları' yerini alıp hünerlerini sergilerler ki mutlaka izleyin. Aman çantanıza dikkat. Sihirbazlık gösterisi izlerken, cüzdanınız da sihir kurbanı olmasın. Sokağın girişinde 'Lady Boy' lar meşhur kıyafetleri ile yer alır. Kendiniz görünce hak vereceksiniz ki, cinsel tercihlerini değiştirdiklerine inanmak oldukça zor olacaktır. Güzellik yarışmalarında giyilen kıyafetler, makyajlar vs. Fotoğraf çektirebilirsiniz ancak ücretli olmalı. Ben burada çektirmedim:) daha önce Patong'da çektirmiştim ondan. Niye size yalan atayım:)
Son olarak küçük bir ip ucu verip Walking street olayını kapatıyorum. 'Eğer' gidecek olursanız çünkü bu işin satıcıları o kadar çok karşınıza çıkacak ki... 'Ping Pong Show'. yorum yapmaktan kaçınıyorum. Sadece şunu söyleyeyim giriş ücretsizdir. Ancak içeride içki parasını size yüksek söyleyeceklerdir. Biz 1 bira için 250 BHT verdik. Bizden ilk istediği rakam 1000 BHT ( 30 USD ) idi. ' Başka yerde 250 BHT'ı kabul ettiler' derseniz, sizi kaptırmamak için kabul edecektir. İçeri girmeden pazarlığınız yapın. Bir de çekinecek/korkacak bir şey yok. İçeride 2'li 3'lü bayanlar, ya da 60'lı yaşlarında çiftler de vardı. Çok merak ederseniz girin bakın canım banane:)

ÖZEL TURLAR / TEKNE TURLARI: NEREDEN ALINIR, KAÇ PARADIR?

Bu yazıda genel olarak sizlere bütün detayları veya nerenin ne kadar güzel olduğunu tüm detaylarıyla anlatmıyorum. Filmin sonunu siz görün, siz keşfedin. Elimden geldiğince paranızın cebinizde kalması adına sizlere yardım etmeye ve gördüğüm yerleri sizin de görmeniz/kaçırmamanız için paylaşıyorum.
Eğer Phuket'e gidiyor iseniz, Sadece Patong Beach kesinlikle yeterli değildir. Mutlaka ama mutlaka tekne turlarına ve özel turlara çıkmanız gerekmektedir. Bütçenizi ona göre ayarlayın.
En önemli başlangıç güvenilir yer-iyi fiyat olayını sağlamaktır. Mutlaka bizim aldığımız fiyatlardan daha düşüğüne satın alınmış olunabilir, bilenler bilgilendirsin ki bir dahakine dikkatli olalım.
Biz gitmeden istediğimiz turları Trip advisor sitesinden aşağı yukarı belirlemiştik. Bu turların fiyatlarını, acenteleri gördükçe sorduk, fiyatlar aşağı yukarı aynıydı. Biz aşağıda detaylarını verdiğimiz yerden satın aldık. Kendisi pek yardım sever, güler yüzlü biridir. 2 kişi 3'er tane turu aynı anda aldık. Bu yazıyı yazacağımı ve aynı fiyatları vereceğine söz verdi. İsmi KEA olup eşgali aşağıdaki gibidir:) kendisine kanyapornsangngern@gmail.com adresinden ulasabilirsiniz. Mutlaka yardımcı olacaktır.
Gelelim hangi turlara gidilir olayına. Biz 'James Bond Island' 'Elephant Tracking-Zipline-Rafting' den oluşan 3'lü aktivite ve 'Phi Phi İsland' turu. Hepsine 3750 BHT gibi bir son fiyat verdi. Masadan kalktığımızda 3000 BHT (85 USD) anlaşmıştık. Bunların dışında Bungee Jumping, Fantasea, gibi aktiviteler de mevcut. zevkinize göre artık.
Başından söyleyeyim, bu aktivitelerin hepsi 'tam günlük' aktiviteler olup, sizi sabah 07:30 civarı otelinizinden önünden alırlar, otelinize bırakırlar. Bir de öğlen yemeği de dahildir. Araçlar temiz, yemek yenilen yerler güvenilir, bütün organizasyonda çalışan arkadaşlar yardım severdir. 
Ayaktakiler: Kea Oturanlar: Alican-Murat


-James Bond Island: Adanın gerçek ismi Khao Phing Kan olup, kimsenin ' Aa burası kötü' diyemeyeceği bir yerdir. Buraya giderken ufukta takım adaları gördüğünüzde ilk olarak şimdiye kadar ki turistik gezilerinizi gözden geçireceksiniz. Muhtemelen fotoğraf makineniz de elinizde olacaktır. Bu tura dahil olarak 2 noktada Kano yapacak 1 nokta da yüzme molası vereceksiniz. Kano aktivitesini adanın kendisinden daha çok beğendim. Mağaralara giriyor, yarasaların altından geçip, bir anda kendinizi etrafınızın teperler ile çevrildiği huzur dolu şekilde denizin ortasında buluyorsunuz. Kürekleri siz çekmiyorsunuz. Zaten yorucu da değil merak etmeyin. 
James Bond Island ise Google aramasındaki kadar güzel. Evet, hatta daha güzel. Ancak o güzelliği yaşamak için etraftaki 500 Çin'li bir o kadar diğer milletten insanın size eşlik etmemesi lazım. 
Evet kalabalık. Herkes fotoğraf çekmeyi kovalamakta. Sizi pek de etkilemek istemem ancak, Benim gittiğim tüm turlar için de en zayıf olanı. Nedeni ise çok kalabalık olması. Tekrar gitmem ama görülmesinde de fayda var.

Elephant Tracking-Zipline-Rafting: Bu aktiviteler içinde en çok raftingi sevdim. Gerçekten zevkli, adrenalin dolu idi. tavsiye ederim. Filin tepesine oturup fotoğraf çektirmek isterseniz buyrun. Ben 'yazıktır yapmayın' diyenlerdenim. Bir daha da muhtemelen yapmam. Zipline ise yaklaşık 1 dk sürecek zevkli bir aktivite diyeyim.
Bütün bu tur esnasında sizleri maymunlarla iletişim kurabileceğiniz bir yere götürüyorlar. Ancak biz tüm seyahatimiz boyunca 5 kere falan maymun tapınağı, ormanı vs gördüğümüzden pek etkilenmedik:) bir de sizi şelale&nehir kenarına götürüyorlar. 
Özetle tüm gününüzü birbirinden farklı şeyler yaparak, farklı kültürleri gözünüzle görüyorsunuz. Kesinlikle boş boş oturmaktan iyidir. Tavsiye ederim

Phi Phi Islands / Maya Bay: Burası için sizlere ayrı bir başlıkta yazacağım. Çünkü Patong'dan sonraki durağım burası olacak, 3 gece bu tarifi mümkün olmayan bu adada konaklayacaktım.

Phuket Şehir Turu / Önemli Noktalar: 
Yukarıdaki 3 tura birer gün arayla katıldıktan sonra, son günümüzde Phuket adasının en güzel manzaralarını kaçırmamak adına şehir turuna katıldık. Gördüğümüz başlıca yerler arasında sizlere tavsiye edeceklerim Big Buddha ve Karon View Point. Özellikle Big Buddha muazzam güzel. Mutlaka gidin. Giriş ücretsiz. Burada 'Monk' denilen budist ve Budizm'i hayat felsefesi olarak benimseyen insanları görebilir, şehrin en yüksek noktalarından birinden panoromik olarak manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Karon view point ise gün batımını izlemek için ideal bir yer.

10 günlük Patong maceramızda bize eşlik eden Jungceylon alışveriş merkezine, hemen her aksam faklı milletten insanlarla oynadığımız plaj voleybol aktivitesine, ağırlıklı olarak tükettiğimiz noodle soup'a, ülkenin heryerinde bulunan 'family mart' marketlerine sonsuz saygılarımı sunar, aşağıdaki fotoğraflarla sizleri bir sonraki durağım olan Phi Phi adalarına beklerim.
Patong Beach
James Bond Island'a giderken
Big Buddha

PHI PHI ADALARI / MAYA BAY

Arkadaşlar, tüm bu 68 günlük gezimin içerisinde en özel, beni en çok etkileyen yerlerden bir tanesi burasıydı diyebilirim. Dediğim gibi önce buraya tekne gezisi ile gelmiştik. Ancak benim kafamda yinede burada konaklamak vardı. Çünkü Tur ile geldiğinizde adada 45 dk serbest süre, 2 ayrı noktada snorkelling ve Maya Bay'i şöyle bir karşıdan görebiliyorsunuz. Sizi temin ederim ki kesinlikle yetersiz. Kesinlikle burada konaklamanız gerekir. En az 2, en çok 4-5 gece yeterli olacaktır. Kişiye göre değişmekle beraber ben 1 hafta kalsam sıkılmam o da ayrı.
Yine KEA 400 BHT karşılığı, sabah otelden alıcak şekilde rezervasyonumu yaptıktan sonra, Sabah 10 civarı feribot ile adaya ulaşmıştık. Adaya giriş ücreti 20 BHT. 
Phi Phi adası aşağıdaki fotoğraflardan da göreceğiniz üzere 2 ayrı kıyı şeridine sahip. bazı noktalardan 3 dk içerisinde birinden diğerine yürüyebiliyorsunuz. Konaklama burada Phuket'e göre biraz pahalı ki çok normal. Çünkü yine arz az, talep çok
Burayı çok sevmemin nedenlerinden bir tanesi de ada ARABA-TRAFİK IŞIĞI yok. Yaya geçidi yok, fabrika yok. İşe yetişme telaşında olan biz kravatlı modern!! köleler hiç yok. Doğanın ortasındasınız. 
Ada çok küçük. Baştan başa 1 saatte dolaşırsınız. Tüplü dalış okulları burada çok yaygın. Buralarda çalışan, benim tanıştığım bütün insanlar inanılmaz yardım sever. Bana hemen haritalarını çıkarıp, nerede yemek yenir, nerede kalınır, akşamları nereye gidilir, neresi yüzmek için en uygundur hepsini anlattılar. Hem de beni deniz tuttuğu için ve hava da rüzgarlı olduğundan bir de fiyatın yaklaşık 70 USD olmasından dolayı emin olmadığımı söylememe rağmen.
Bir kişiden bahsetmeden edemeyeceğim. Bu tüm gezide tanıştığım en ilginç insan. Dalış için detayları sormak için yardım istedim. Hemen güler yüzle davet etti. Nereli olduğumu öğrenince 'Ben Türkleri çok severim.' dedi. Adı Matias. Kendisi Arjantin'li. Ben de sordum nerelere gittin Türkiye'de diye. Verdiği cevap ise şuydu: 'Ben İstanbul'dan Kars'a 3 ay bisiklet yolculuğu yaptım.' Kulakları çınlasın, 'Türk Çayını' çok beğenmiş. 'Çay' kelimesini de Türkçe söyledi bu arada. Neyse bu adada Güney Afrika'lı, İngiliz, Kanada gibi 'gelişmiş' ülkelerden gelmiş, hayatlarını kazanan bir çok insan var. Ne diyeyim? Yine yorum sizin. Dünya dönüyor bayanlar, baylar...
Dediğim gibi buraya tekrar gelmek için sabırsızlanıyorum. Zaten giderseniz kendiniz de çok çabuk keşfedeceksiniz ancak, yüzmek için adanın güney batısı, akşam sahilde düzenenlenen partiler için kuzey doğusu idealdir. Adanın merkezinde çok sayıda restoran ve bar mevcuttur. Burada 20-25 yaş grubunda dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş grupları görebilirsiniz. Çok şanslılar... ve çok da eğleniyorlar. Son olarak mutlaka 'VIEW POINT' e gitmeyi unutmayın. yaklaşık 20-35 dk arasında çıkmış olursunuz. Çıkmasında güvenlik açısından sorun yok ancak, biraz merdiven tırmanıyorsunuz. Gördüğünüz manzara ise kesinlikle hepsine değer. Gün batımını buradan izleyin lütfen. Zamanlamanızı ayarlamayı unutmayın.
Adanın çeşitli yerlerinde Kano aktivitesi yapabilirsiniz. saati 200 BHT ancak siz 2 saat için de aynı parayı vermek için anlaşabilirsiniz. Ben güney batı kısmında yaptım, tavsiye ederim. Aşağıdaki fotoğraflardan nasıl olduğunu kendiniz görebilirsiniz. Bu arada 'Monkey Beach' in de önünden geçeceksinizdir. sahide görürsünüz maymunlar geziyor olacak. Ancak sabah saatlerinde biraz agresif olduklarını duydum aman dikkat.
Ve MAYA BAY. Burası Phi Phi DON adasına tekne ile 20 dk uzaklıkta adı PHI PHI LEY olan yine küçücük bir ada. Burada Leonardo Di Caprio'nun oynadığı meşhur 'THE BEACH' filminin çekildiği yer.  Bu adanın güney kısmında MAYA BAY adlı sahil yer alır. Arkadaşlar ben anlatmayayım siz kendiniz mutlaka ama mutlaka gidin. Kendiniz de araştırırsınız zaten. Eğer Phuket'e gidiyorsanız buraları mutlaka görmeniz gerek. Ne kadar özel olduğu hakkında hem fikir olacağımızdan eminim.
Buraya ulaşırken Taxi Boat ile 1500 BHT karşılığı anlaşabilirsiniz. Sizi oraya götürür 3 saat sonra aynı tekne ile geri dönersiniz. Ya da bir çok tekne tarafından günde 2 kere 4'er saatlik snorkelling turları bu adanın etrafında düzenlenir. 2 adet Muazzam snorkelling noktası vardır ki, daha siz suya atladığınız anda balıklar etrafınızda dolaşmaya başlar. Benim fikrim dalış için 70 USD vermenize gerek yok. Çünkü görebileceğiniz balıklar avcunuzun içinde. Eğer dalış yaparsanız neler kaçırmışım yorumlarınızı bekliyorum. 
Özetle, Buraya gidin. Burayı görün.

Phi Phi Island View Point

Maya Bay

Phi Phi adası, Güney Batı sahili

Son olarak eklemek istediğim şey, Deniz tutması ile ilgili. Ben bu konu da oldukça hassasımdır, beni hemen tutar deniz. Teknelerde sizlere miğde bulantısını önlemek için hap dağıtırlar. Bu hapları bence alın. Çünkü Phuket-Phi-Phi arası 2 saate yakın sürer ve eğer benim gibi yağmur sezonunda giderseniz sizi bayağı sallayabilir. Son gidişimde sabah 10 civarı fırtınaya yakalandık ve çok fena sallandık. Deniz tutmaması için 'ufuk noktasına bakın' derler ki hakikaten işe yaradi. Teknenin ortasına yakın, ufuk çizgisini görebileceğiniz bir yere oturun. Verdikleri hap biraz uyku yapar ki daha iyi. Moraliniz bozulmasın keyfiniz kaçmasın, çünkü çevrenizde insanlar kusacak arkadaşlar:)

KOH SAMUI - KOH TAO - ANTHONG NATIONAL PARK

Phi Phi adasinda gecen 3 tarifsiz gunun ardindan sirada baska bir ' Cennet ada' vardi. Phi Phi limaninin hemen girisindeki giselerden 500 BHT karsiliginda Koh Samui biletini aldim.
Yolculuk Deniz yolu ile Krabi, kara yolu ile ana karanin en dogusuna, ordan tekrar deniz yolu ile Koh Samui. Yaklasik 7 saatlik bir mesafe. Malum benim vaktim boldu ve bu tarz yolculuklari severim. Yoldayken daha iyi tanima sansini bulursunuz. Daha sonradan tekrar deginecegiz ancak, Koh Samui'ye Bangkok, Phuket ve Krabiden ucuslar bulunmaktadir. Ben gormedim ama cok sirin, butik bir havalimaniymis.
Onceki yazilarimda da belirttigim gibi adamlar oldukca profosyonel. Bu yolculukta en ufak bir sikinti yasamadim. Butun aktarma yerlerinde sizleri yonlendiriyorlar. Belli ki onceden cok sikintilar yasanmis. En son Samui'ye gelmeden once feribotta arkadasin biri gelip taxi servisi hakkinda bilgi verdi. Bence oldukca basarili. Samui'de 2 ana turistik nokta var. Bir tanesi Lamai digeri Chaweng. 2 noktaya ayri arabalar ile servis yapiyor, sizi otelinize kadar birakiyorlar. Ucreti 150BHT. 
Daha once Samui'ye giden cok arkadasim vardi. Cok ovmuslerdi ben de merak ediyordum acikcasi. Beklentim yuksekti. Karsiladi mi 'evet'. Buyrun detaylar

LAMAI

Her zaman oldugu gibi, Booking com sitesinden rez yaptim. Yaparken haritadan neresinin merkez, neresi populer belli oluyordu zaten. En ucuz fiyata gore siralatip, yorumlarin/puanin en iyi oldugu otellerin arasindan denize en yakin olanini sectim. Size de tavsiye ederim. Rich Resort, Lamai Beach'e 1 dk yurume mesafesinde, calisanlarinin yine guler yuzlu, yardim sever oldugu bir tesis. Koh Samui'de 8 gun kalacaktim, 4 gece Lamai, 4 gece Chaweng olarak planlamistim ama 8 gece de burada kaldim. oda Fiyati 12 USD, temiz ve guvenilir. Genel olarak adada sahil seridinde cok guzel konsept oteller mevcut. Fiyatlarini arastirmadim ancak cok pahali oldugunu dusunmuyorum.
Lamai beach, Chaweng beach kadar kalabalik ve turistik merkez gibi degil. Sahil kenarinda kucuk kucuk restoranlar, merkez caddesinde yine cesitli magazalar mevcut olup, benim favori mekanim, kurulan sokak yemekleri merkeziydi. Ben biraz gec kesfettim ancak oldukca ucuz ve lezzetli yemekleri burada bulabilirsiniz. Yaninda Family Mart marketi mevcut. Buradan da iceceginizi alip 3 dolara ogununuzu yapip kaldiginiz yerden devam edebilirsiniz.
Denizi tertemiz. Su sporlari seviyorsaniz secenekleriniz mevcut. Tavsiyem bir ucundan bir ucuna yuruyus yapin. Denizi karsiniza aldiginizda En saginizda meshur Grand Pa-Grand Ma kayaliklari, en solunuzda ise yine muhtesem manzarali, baliklarin sizlerle beraber yurudugu bir noktaya ulasacaksiniz. Ozel bir adi yok, ancak siz sonuna kadar gidin. Solunuzda kafeler, butik oteller olacak. Ozellikle Balayi ciftleri icin guzel konseptli oteller mevcut.
Size tavsiyem sahil kenardinda denize nazir masajinizi yaptirmaniz. Muthis bir keyif. fiyati 8 dolar civari. hakikaten hem cok basarili yapiyorlar hem de cok guler yuzlu insanlar. Hepsini gectim bu manzarada bu servis icin Turkiye'de 80 USD falan tutar herhalde bilmiyorum:) Hem Lamai hem de Chaweng'de gordum bu masaj noktalarini. Acik hava karsinizda deniz. Aman kacirmayin.
Daha sonradan Chawengi'de gorecektim. Tum konaklamami Lamai de gecirmemin nedeni hem temiz hem sakin hem de rahat bir ortamin olmasi ile alakaliydi. Sahilde Bikini BBQ size tavsiye edebilirim. Sahibi Steive yari America, yari Jamaika kokenli. Gelmis Lamai'de restoran acmis. Tavuk cevirmesi ve 'Red Sniper' dedigimiz baligi acaip lezzetli.
Sri Lanka dahil son 20 gundur en az bir kere yagmur yagiyordu. Malum yagmur sezonuydu. Koh Samui'ye aksam gelmis havanin nasil oldugunu bilmiyordum. Acikcasi ben buranin da yagmur sezonu oldugunu dusnuyordum. Ancak 2. gunun aksaminda bakmak aklima geldiki buranin yagmur sezonu Eylulde basliyormus. Yani Bangkok ile beraber 11 gunesli gun beni ugurlayacakti. Siz siz olun mutlaka gideceginiz yerin hava durumunu arasitirin. Ben nasilsa ayni eglemdeler diye bakmadim. Ancak burasi Hint okyanusuna bakmiyordu dolayisiyla burada Muson yagmurlari o tarihlerde etkili degildi. Acaip moralim yukselmis hemen bisiklet kiralayip Lamai-Chaweng yolculuguna baslamistim. Siz motorsiklet ile gidin oldumu:) benim yaptigimi yapmayin. Benim motor ehliyetim yok diye tirsip bisiklet kiralamamdan kaynakli. Bu arada Lamai-Chaweng arasinda kisi basi 100 BHT odeyerek tuk tuk otobusler de mevcut. Aksam 22;00'a kadar calisiyorlar. 
Neyse, bisikletle tabi tirmanmak biraz zor oldu, olmadi degil, ama konumuz bu degil:) Lamai'nin hemen cikisndan 'Silver Beach' yer almakta. Burasi da tarifsiz, dogal guzelliklerden. Cok sakin, pek de bilinmiyor sanirsam. Bulmasi cok kolay. Lamai beach den hemen sonra sag tarafinizda kalicak. Gitmeden sorun. Soyle soliyim baliklari gormeniz icin deniz gozlugune ihtiyaciniz yok.

Lamai Beach
Silver Beach

CHAWENG

Arkadas, burasi da ayri bir guzel. Lamai hakkinda yazarken orayi, Chaweng hakkinda yazarken de burayi tavsiye edesim geliyor. Sizler 2 bolgeyi de kendiniz gorun aman. Sakin digerini atlamayin. 
Chaweng daha kalabalik ve lagim kokusu mevcut basindan soyliyim. Burada daha turistik restoranlar, kocaman bir alisveris merkezi mevcut. Sahilde daha cok satici mevcut. Bunlar bence eksi yanlari. Ancak burada da sahilin en sol tarafinda kucucuk bir balikci kasabasi ve karsisinda kucuk bir ada mevcut. Denizi yuruyerek gecebilir bu adaya cikabilirsiniz. Yani ben buradan yaziyorum ama gidip gorunce bayilacaksiniz. Ayrica yine bu bolgede 50-60 mt yuruyorsunuz tekrardan karaya ayak basiyorsunuz. Etraf deniz ama siz yuruyebiliyorsunuz. sonra 20 mt daha bir bakmissiniz deniz belinizde. Sanki sonsuzlugun ortasinda gibisiniz.
Chaweng Beach'in en meshur yerlerinden bir tanesi ARK BEACH'dir. Burasi hem otel hem de beach club olarak hizmet verir. Burada haftanin belli aksamlari Beach partyler yapilir ki mutlaka katilin. Guzel insanlarla dolu olup ve kesinlikle pahali degildir. Bence yapilacak en iyi aktivitlerden bir tanesidir.
Belki duymussunuzdur, bu tarz partilerin 1 numarali noktasi Koh Phangandir. Ben Samui'deyken dolunay zamani degildi ancak siz denk getirirseniz mutlaka meshur Full Moon partisine gidin. Koh Phangan, Samui'den cok uzak degil. Zaten ayin o donemlerinde ozel turlar duzenlenmekte. Aklinizin bir ucunda bulunsun.
Daha anlatacak cok sey var ama bence siz gidin gorun. 

Chaweng Beach

KOH TAO - KOH NANGYUAN - JAPANESE GARDEN

Ve gidip gormenizi siddetle tavsiye ettigim yerlerden biri daha. Evet biraz pahali 1600 BHT, evet sadece speed boat ile ziplaya ziplaya gidiyorsunuz. Hem de 1,5 saat. Ama deger. Giderken defalarca dedim kendime speed boat a binmemem lazim beni tutar diye ama cok guzel yorumlar okumustum ada hakkinda. Sansimi denemek istedim. Buraya (en azindan simdilik) sadece speed boat ile gidebiliyorsunuz. Hamileler ve kalp rahatsizligi olanlar icin sikinti olabilir demislerdi daha bota binmeden. Siz bir arasitirin. Ancak bir tehlikesi veya kotu bir yani yok. Sadece beni deniz tutar o kadar.
Koh Tao onceden bu kadar populer olmayan bir balikci adasi. Bu turda siz zaten ilk olaraka Nangyuan adasina gidiyor 2,5 saat orada vakit gecirdikten sonra, Koh Tao adasinin kuzeyinde snorkelling yapiyorsunuz. Yani ben adanin kendisini gormedim ancak oraya da seferler var. Gelelim bizim turumuza,
Koh Nangyuan kucucuk bir ada. 3 ayri kiyisi mevcut. 3'u de birbirinden farkli ve cok cok cok guzel. Rehberimiz bize her konuda yardimci oldu, nerde yemek yenir(ucrete dahil) nerde snorkelling yapilir, manzaranin en guzel oldugu yer neresi vs. Siz bunlari hic dusunmeyin. 2,5 saatiniz olucak ki muhtemelen yetecektir. Bir daha gidersem burada konaklamak isterim. Kucuk bir otel mevcut.
Basindan soyleyeyim bu adaya 'PET SISE' sokmak yasak. Evet cantanizi ariyorlar. Giderken de bize Mercanlara basmamamiz, etrafi kirletmememiz icin adeta yalvardilar. Bu yerler bu insanlarin hayati. Cok deger veriyorlar. 
Ben ilk once Snorkelling yapmak icin adanin kuzey dogu sahili olan Japanese Garden'a gittim. Su o kadar berrak ki, bu gorus mesafesini daha once bir tek Zanzibar'da Mnemba Island'da yakalamistim. Orada da bu kadar cesitli balik yoktu. Burada dalis yapmaniza hakikaten gerek yok. Baliklar size yaklasiyor zaten. Goz goze geliyorsunuz daha ne diyim. Buyrun fotografi asagida. Yukaridan baktiginizda bildiginiz kaya gibi gorunen yerlerin alti tam cennet. Birbirinden renkli baliklar besleniyorlar. Iste burada bu cennet koyunda dedim ki 2,5 saat yetmeyecek galiba. Daha tepeye tirmanmam ve yemek yemem lazimdi. Asagida gordugunuz fotograflar sadece fikir olsun diye. Eger denizin altini seviyor ve merak duyuyor iseniz burasi kesinlikle sizin gitmeniz icin 'sart' olan nokta.
Inanin 10 dk da, adeta tikiniktan sonra 'view point' noktasina dogru yol aldim. Ada kucucuk zaten. kumlar ayaginizi yakmiyor, hafif bir ruzgar. Bir taraf lacivert, bir taraf acik mavi, diger deniz turkuaz. Tepe ise yemyesil. 15 dk tirmanis. Sakin usenmeyin aman. Manzara ise asagidaki gibi
NangYuan icin daha fazla yazmayacagim cunku artik taraf tutmaya girer. Cunku ben en en en begendigim yerlerden bir tanesiydi
Teknelere dolustuk, 2,5 saat nasil gecti anlamadim. Ama sirada Koh Tao vardi. Gidecegimiz yer zaten gorunuyordu. 10 dk yol aldiktan sonra hemen denize atladik. Burada da 1 saatimiz vardi. Benim gorusum Japanese garden kadar etkileyici degildi. Ama burada Mercan kayaliklari muazzam guzeldi. Boyle anlatiyorum ama sanmayin ki daha once dalis veya snorkelling yapmadim. En bilinen Sharm El Sheikh de de bulundum. Ne diyim 2 sine de gidenler kararini versin ben fikrinizi etkilemeyeyim. Sonucta Shram'da da her noktada dalmadim. Neyse burasi guzel. Ozetle baliklar burada daha az ama suyun alti cicek bahcesi gibi.
Donuste yorgunluktan bayilmisim teknede. Bu yerleri gormek hep beni daha fazlasini gormeye tesfik ediyordu. Dedim ya, bu yazilari yazmamin nedeni en azindan buralari gormeniz, kacirmamaniz.
Koh NangYuan
Japanese Garden

Koh Tao

ANTHONG NATIONAL PARK

Tayland hem pahali hem ucuz. Konuya bu sekilde girmemin nedeni su ki, Tayland'da butcemi oldukca asmistim. Nedeni ise artik donus biletimi almis ve bir daha buralari nasil nezaman gezerim bilmiyor olmamdi. Dolayisi ile gidilebilecek her yere gitmek, elimden geldigince farkli lezzetler tatmakti amacim. Her gun farkli insanlarla tanisiyor, birbirlerimizin tecrublerinden faydalaniyorduk.
Phi Phi adasindan beri gezimi yalniz surduruyordum. 2 kisi olmak her zaman avantajlidir. 3 kisiyi tavsiye etmem cunku 2 kisi arasindaki fikir ayriliklari duzene oturur ancak 3. kisi sirayi sasirtir. Ancak o kadar cok tek basina seyahate cikan insan vardi ki, bunun guzel bir yani olmaliydi,
Bu yaklasik 70 gunluk gezide hem 2 kisi hem de tek basima seyahat etme sansi bulmustum. Bana tercihimi sorarsaniz cevap 'kisiye gore degisir'  olur. 2 kisi sizi guvende hissettirir, En guzel anilar paylasinca guzeldir. Anlatmasi, fotogralari gostermek, videolari izlemek 'kesinlikle' ayni degildir, ozetle 2 kisi gezmek superdir.
Tek basina (benim acimdan) gezmenin en kotu yani ise yalniz yemek yemekti. Onun disinda kendini bulur, tanirsin. Hic sikilmadim cunku etrafta tanisacak, paylasacak cok insan vardir. Uzun yillar yurt disinda yasamis biri olarak, ulkemde yasadigim en sikici/uzucu nokta, yeni insanlarla tanismanin ne kadar zor hatta imkansiz olusu. Belli nedenlerden dolayi insanlar bu konuda oldukca 'korumaci'. Daha duzgun bir kelime bulamadim. Butun seyahatimiz boyunca yuzlerce insanla tanistik, en ufak bir tatsizlik yasamadik onu birakin tanistigimiz insanlar her zaman bizlere cok guzel anilar birakti.
Ozetle 'KORKMAYIN 'SIKILMAZSINIZ' 
Konu nerelere geldi. Evet butcemi astim cunku bu tur da yaklasik 50 USD yani 1600 BHT idi. Cok dusundum tasindim, yorumlari okudum vs. Tabi ki gidecektim. Aldim turu rahatladim.
Buraya buyuk tekneler ile gidebiliorsunuz. Hava gunesli, ruzgar yoktu. teknenin cogunlugu Cin'li gerisi ise Avusturalya, Iskocya, Macaristan gibi Avrupa'li 'Yalniz' yolculardan da olusuyordu. gidisimiz 1,5 saat surdu. Artik bu muhtesem gezi manzaralari ilk defa ki gibi etkilemiyordu. Her taraf takim ada, Tekne gezilerine doymus, Migde Bulantisi ilaclarinin mudavimi olmustum ki bu turda ilac almasaniz da olabilir. Pek sallanmazsiniz.
Neyse ilk duragmizda yine trackking yapacak, renkli renkli balikciklari gormek icin snorkelling yapacaktik. Bu milli parktaki ilk adamiza yaklasirken evet ' Agzim Acik Kaldi' Her halde ben cok duygusalim:) Boyle filmlerde izler, fotograflarini gorursunuz. Issiz bir ada. Palmiye agaclari, hamak ve kucuk tekneler. Iste orasi, burasi. Kucuk bir not olarak burada da kamp yapilabiliyormus. NangYuan ve Anthong. 2 oldu bilginize. Buralarda aksam kimse olmaz, yildizlarla bas basa kalabilirsiniz. Gidelim derseniz ben gelirim:)
Rehberimiz bize yolu gosterdi. Gitmeden de dedi ki tirmanmasi zor olacaktir. Bir gun once birisinin 'ayakkabinizi unutmayin' diye yazdigini gormustum. Siz siz olun bu yorumlari dikkate alin. Ben de almistim ayakkabilarimi. Yaklasik yarim saat merdiven cikiyor son 10 dk ise daha once kurulan halatlara tutunarak resmen tirmaniyorsunuz. Evet zor. Saat 11 civari olmasi da zorladi tabi. Soyle diyeyim suyunuzu yaniniza alin ve yavas yavas cikin. Ama cikin. Yolda 2 adet daha view point var ama esas olan yukaridaki. Ben yalniz ve butun geziden antrenmanli oldugumdan ilk cikan kisiyim. sonrakiler 15 dk sonra gorunmeye basladilar. Nabzim hissedilecek kadar atiyordu ve cok terlemistim.
Ama net soyluyorum hayatimda gordugum en guzel 3 manzaradan 1 tanesi diyebilirim. KESINLIKLE deger. Aman oralara kadar gidip gormeden gelmeyin. Eger Koh Samui'ye gidiyorsaniz burayi mutlaka gorun. Ayakkabinizi da unutmayin. O sessizlikte dedim ki buralari gorebildigim icin cok sansliyim. Iste o guzellikleri gormek de citayi yukseltiyor malesef. 
Inerken de yorucu hakikaten. Hemen ucretsiz deniz gozluklerini takip denize atladim, Iste burada da Japanese garden'i gordugum icin cok etkilenmedim:) Siz yine de mutlaka dalin. Denize girdikten sonra adaya bir bakin. Sonra orada yasama hayali kurun:)
Turun 2. ayagi ise Kano aktivitesi. O az once tirmanip gordugunuz adalarin arasindan kano ile ilerlemek de ayri bir guzel. 'Saf' doga karsinizda. Kus ve dalga sesleri... Burada Kanoyu siz kullaniyorsunuz. Tek basina iseniz orada olan tek basina olan biri ile birbirinizi buluyorsunuz merak etmeyin. Yaklasik 30 dk kano yapiyorsunuz sonra Turkcesi herhalde 'golet' olan bir yere ulasmak icin karaya cikiyorsunuz. Yaklasik 10 dk merdiven ciktiktan sonra asagidaki manzaraya nail olabiliyorsunuz. 
Bu ada da baliklar her yerde. Alin maskenizi girin kimse size bir sey demiyor. 
Manzara, balik, kano ile dop dolu bir gun. Iste 'fayda-maliyet' hesabinizi yapmaniza gerek kalmiyor, cunku deger. Ulkemizde yok mu var. Belki daha guzelleri de var. Ben 'hani giderseniz' diye diyorum.

Ozetle Koh Samui adasina gidince, hem Lamai hem Chaweng'de konakliyor, Koh Tao ve Anthong milli parkini mutlaka ama mutlaka gormeye gidiyoruz. Sokakta bol bol yemek yiyor, motorsiklet ile adayi turlamayi unutmuyoruz. Turlarken de 'Silver beach' i unutmuyoruz. 
Benim gitmedigim ama cok tavsiye edilen, Fisherman village, Buddha heykelini de gorun derim.

Anthong Milli Parki



Lagoon

SON DURAK BANGKOK

Koh Samui'den Bangkok'a daha once de belirttigimiz gibi direk ucuslar var ancak Krabi-Bangkok arasini gecmek icin yaklasik 50 TL'ye ucak bileti bulmustum. Ucus 1 saatten fazla suruyor. Thai Lion Air ile sorunsuz olarak ucmadan once size son tatsiz animi anlatmak isterim. 
Malum Koh Samui den Krabiye 1 deniz 1 de kara yolculugu yapmam gerekti. Krabi'ye varisim saat 22:00' yi bulacakti. Bangkok ucusum ise sabah 10:00 da idi. Ben de Havalimanin da gecelemeye karar vermistim. Krabi havalimani 24 saat acik bu arada bilginiz olsun. Tum dunyada bazi havalimanlari gece saatlerinde kapali olabliyor.
Neyse Dis fircami almak icin cantami actigimda, cantanin acilmis oldugunu fark ettim. Icinden aldigim hediyelik esyalar, SD kart gibi tekrardan satilabilecek esyalar, bir de bir short 2 de t-shirt gitmis oldugunu fark ettim. Hangi noktada kim tarafindan alinmis oldugunu anlamam imkansiz. Zaten butun degerli esyalarim yanimdaydi. Onu goze alarak sirt cantami aralarda kontrol etmedim. Kulaginiza kupe olsun aman. Ucak yolculuklari da dahil nereye giderseniz gidin butun degerli esyalariniz sirt cantanizda olsun ve onu da onunuze takin. Cunku insanlar artik bas ustu bagajlarindan da hirsizlik yapabiliyorlar. Sadece Uzak dogu da degil her yerde.
Bangkok artik son nokta olmasi dolayisi ile severek, isteyerek gittigim bir yer degildi. 2 gece konaklayacaktim. Evet cok turistik ve guzel bir sehir olmasina ragmen benim icin son durakti. Burayi size kisaca ozetleyip geciyorum:)
'The Backpack hostel' muthis basarili olup gecelik fiyati 7 USD. Hic baska yer aramayin. Hala tapinak gormek istiyor iseniz dogru yerdesiniz. Wat Pho-Wat Arun gibi muthis guzellikte ve tarihi tapinaklara ulasmak cok kolay. Size tavsiyem Trip advisor sitesinden yapilacaklar listesine goz atip haritanizda isaretleyin.
KhaoSan yolu ve NANA bolgeleri gece hayatini sevenler icin ideal bolgeler.
Bangkok trafigi hakikaten cekilmez derecede kotudur. Onun icin Motor Taxi ve BTS Sky Train kullanmanizi siddetle tavsiye ederim. Bangkok'a ulastiginizda sizleri en yakin BTS duragina ulastiracak shuttle otobusler mevcut. Hic taxi olayina bulasmanizi tavsiye etmiyorum.
Sokak yemeklerini denemekten ve Nehir turunu yapmaktan cekinmeyin. Malum metropol oldugundan dikkatli olmanizda fayda var. Ben sadece 2 gece kalabildim ancak dolu dolu 3 gun yeterli olur sanirsam. Tapinaklar birbirine yakindir. Floating Market i de mutlaka gorun derim. Ben bir benzerine Pattaya'da 2 sene once gittigimden tekrardan gitmedim.
Bir de eger alisveris yapmak isterseniz olay SIAM CENTER' dir. Burasi muazzam buyuk bir kompleks olup, akliniza gelen butun buyuk markalar mevcuttur, Yeme-icmeyi hic dusunmeyin cunku oldukca fazla secenek mevcut. BOL BOL su icmeyi sakin ama sakin unutmayin. Siam Center'in Discovery bolumunu cok begendim. Dizayn magazalar ve son teknolojik urunler burada sergilenir.
Ozetle buyuk sehir seven ve tapinaklara ilgi duyuyorsaniz Bangkok sizin icin dogru yer.
Ben ise Bangkok'da en cok Jim Thompson adli sahsin evini sevdim. Kim oldugu ile ilgili bilgileri internetten arastirabilirsiniz. Sahis, uzun yillar Bangkok'da yasamis Amerika'li eski asker diyelim. Sonradan evini muzeye cevirmisler. Hem 50'li yillarda Bangkok nasil bir yer oldugunu hem de Tayland'in yerlesik hayata dair bilgilerini bu gezi esnasinda ogrenebilirsiniz.
Wat Pho


TAYLAND OZET&ONEMLI NOKTALAR

Tayland'a benim ikinci gidismdi. Muhtemelen son da olmayacak. Uzucu olan nokta su ki cok fazla turist alan bu ulke, temizlik ve dogasina gerekli ozeni gostermiyor. Bence elinizi cabuk tutun cunku her gecen gun, her yonden kirlenmekte.
THY'nin direk Bangkok ucusu mevcuttur. Duydugum kadari ile Phuket direk ucuslari da planlanmakta. Onun disinda cok secenekli aktarmali ucuslar mevcut.Yaninizda USD goturmekle beraber, bankamatik karti ile oradaki ATM'lerden rahatlikla para cekebilirsiniz. Daha onceden de belirttigim gibi ilac temini, Yeme-icme veya herhangi bir ihtiyacinizi karsilamaniz ( benim gittigim yerlerde ) oldukca kolay.
Tayland'da motor kiralamanizi oneririm. Vakit kazanir, dilediginiz gibi gezebilirsiniz. Yalniz trafik tersten akar aman dikkat.
Bizlere de tavsiye edilen sudur ki; Onlarin inanci ve yonetim sekilleri hakkinda tartismalara pek katilmayin. Inanclari Budizmdir. Tutup bir budiste kolunuzu atip fotograf cektirmeye kalkmayin. Tapinaklarina girerken omuzlarinizin ve dizlerinizin altina kadar kapali olmasi gerekir. Buna uygun kiyafet tasimanizda fayda var. Ayni sekilde Krallik ile yonetilen bu ulke, genel olarak krallarini cok sever. Bildigim kadari ile her yerde goreceginiz sari bayraklar, kralligi simgeler. 
Burada da sokak magazalarindan yapacaginiz alisverislerde mutlaka pazarlik yapin. Almayacaginizi anladiginda sizin teklifinizi sorar. Almadiginizda da surati duser. Hakikaten komik bi durum ama evet. Size kuser ve konusmaz:) 
Alin cantanizi gidin, Burada da korkulacak bir sey yok.

ILK DEFA YURTDISINA SEYAHATE CIKACAKLARA TAVSIYLER

  • PASAPORT!!!! Sizin sizden sonraki en degerli varliginizdir. Her zaman kontrol edin.
  • Kalabalik yerlerde yemek yiyin - bol bol su icin
  • Valiz yerine sirt cantasi ile seyahat edin - sizin ve cantaniz icin yagmurluk almayi unutmayin.
  • Gunesten iyi korunun - Asilarinizi vurdurun - duzenli kullandiginiz ilaclarinizi kaybetme ihtimaline karsin yedegini tasiyin.
  • Dusundugunuzden fazla paraya ihtiyaciniz olacaktir. Ilk etapta Havalimanindan ulasiminiz, Kurlari hesaplamada zorlanma gibi durumlardan dolayi ekstra harcamalara hazirlikli olun.
  • Gideceginiz yerin, kulturunu, gidilecek yerlerini, para birimini, hava durumunu iyi arastirin. Haritasini telefonunuza indirin. Ve siz yine de yabancilara pek guvenmeyin.
  • Misafir oldugunuzu veya  deplasmana gittiginizi sakin unutmayin. Onlarin evindesiniz ve onlarin kurallari gecerli.
  • Guler yuzlu olun:) Eglenin, keyfinize bakin...
SON MU BASLANGIC MI? ARTIK HER NEYSE...

Evet... Sevdiklerimizi geride biraktik, islerimize ara verdik, yollara koyulduk. Ben isim geregi tum calisma hayatimda planlama yaptim. Onun icin bu seyahatte hicbir seyi planlamadim. Sadece gidis bileti hepsi bu. Bir akilli telefonla, ucak bileti alabilir, kalacak yerinizi ayarlayabilirsiniz. Onun icin bilgisayarimi da almadim. O kadar az esyam vardi ki, yanimda 5 tane de kitabim vardi. Gunlugum ve kalemim hep benimleydi. Tanistigim hemen butun insanlarin anilari artik benimle. 
Zaten cok fazla sacim yok, ilk defa da burada kazidim kafayi. Kazidiklarim sadece saclarim degildi. Tum hayatim boyunca birikmis uzuntuleri, is stresini, tum yasanmisliklari geride birakmanin bence tek yolu: YOLA CIKMAK...

Bana giderken soruyorlardi ' Korkmuyor musun?' Gelince soruyorlar ' Kac para harcadin?' Bir de 'Bak yine geri geldin-Ne degisti?' diyenler var.

Siz de cantanizi toparlarken sizi yoldan cevirmeye calisanlar olacaktir. Anlamak istemeyenler de...

Ne diyorduk? Hayaliniz Aniniz Olsun...

Belki de onca yolu kucucuk bir kopege bir lokma ekmek, bir kap su vermek icin gitmisizdir. Bu isler belli olmaz.

En Derin Saygilarimla,

Murat Guler